Translation of "Ganarse" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Ganarse" in a sentence and their turkish translations:

Trabaja duro para ganarse la vida.

- Hayatını kazanmak için çok çalışır.
- Ekmeğini taştan çıkarıyor.

Trabaja mucho para ganarse la vida.

Hayatını kazanmak için çok çalışıyor.

Pasaba fatigas para ganarse la vida.

- O geçinmek için zor bir zaman geçirdi.
- Geçimini sağlamakta zorluk çekti.

Cada vez está más difícil ganarse la vida.

Geçinmek gittikçe zorlaşıyor.

¿Qué hace tu padre para ganarse la vida?

Baban geçimini sağlamak için ne yapar?

Pero puede ganarse 2000 % vendiendo productos falsificados en Internet

Ama daha az risk ya da ceza ile sahtelerini internette satarak

Él no tiene ninguna oportunidad de ganarse su corazón.

Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.

Tom no sabe lo que hace Mary para ganarse la vida.

Tom Mary'nin geçinmek için ne yaptığını bilmiyor.

La mayoría de las personas tiene que trabajar para ganarse la vida.

Çoğu kişi geçimleri için çalışmak zorunda.

Normalmente es directo y sincero, y así consigue ganarse la confianza de aquellos que le conocen.

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.

A fin de ganarse al público, el ponente recurrió al uso de técnicas retóricas que había aprendido en sus cursos de comunicación.

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.