Translation of "Embarazada" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Embarazada" in a sentence and their turkish translations:

Estabas embarazada.

Sen hamileydin.

¿Estoy embarazada?

Ben hamile miyim?

¿Estás embarazada?

Hamile misin?

Estaba embarazada.

Ben hamileydim.

Estoy embarazada.

- Ben çocuk bekliyorum.
- Bekliyorum.
- Çocuk bekliyorum.
- Hamileyim.

- Mi esposa está embarazada.
- Mi mujer está embarazada.

- Karım hamile!
- Karım hamile.

Ella está embarazada.

O, hamiledir.

Mary está embarazada.

- Mary hamile.
- Mary gebe.

Tom, estoy embarazada.

Tom, ben hamileyim.

No está embarazada.

Hamile değil.

No estoy embarazada.

Ben hamile değilim.

- ¿Usted se quedó embarazada alguna vez?
- ¿Alguna vez estuviste embarazada?

Hiç hamile oldun mu?

Y esta está embarazada.

Üstelik bu fare hamile.

- Estoy embarazada.
- Estoy embarazado.

Ben hamileyim.

- Estás embarazada.
- Estás preñada.

Hamilesin.

Ella se quedó embarazada.

O hamile kaldı.

Creo que estoy embarazada.

Sanırım hamileyim.

¿Alguna vez estuviste embarazada?

Hiç hamile oldun mu?

Quedé embarazada por accidente.

Kazara hamile kaldım.

¡Mi mujer está embarazada!

Karım hamile!

No, gracias. Estoy embarazada.

Hayır teşekkürler, hamileyim.

Ella ya estaba embarazada.

O, zaten hamileydi.

Recuerda que estás embarazada.

Hamile olduğunu unutma.

Creía que estabas embarazada.

- Sizi hamile sanıyordum.
- Seni hamile sanıyordum.

Escuché que María estaba embarazada.

Mary'nin hamile olduğunu duydum.

Me dijo que estaba embarazada.

Bana hamile olduğunu söyledi.

Escuché que ella estaba embarazada.

Ben onun hamile olduğunu duydum.

Mary lleva 36 semanas embarazada.

Mary 36 haftalık hamile.

María estaba intentando quedar embarazada.

Mary hamile kalmaya çalışıyordu.

Estoy embarazada de cuatro meses.

Dört aylık hamileyim.

¿Hace cuánto que estás embarazada?

Ne kadar zamandır gebesin?

- ¿De cuánto estás embarazada?
- ¿En qué mes de embarazo estás?
- ¿Cuántos meses llevas embarazada?

Kaç aylık hamilesin?

¿Es verdad que entonces estabas embarazada?

Senin o zaman hamile olduğun doğru mu?

Ella está embarazada de ocho meses.

O, sekiz aylık hamile.

Mary está embarazada de dos meses.

- Mary iki aylık hamile.
- Marie iki aylık gebe.

La esposa de Tom está embarazada.

Tom'un karısı hamile.

En poco tiempo, ella quedó embarazada.

Çok geçmeden, o hamile kaldı.

Mary me dijo que estaba embarazada.

Mary bana hamile olduğunu söyledi.

- María quedó embarazada a los catorce años.
- María se quedó embarazada a los 14 años.

Mary 14 yaşında hamile oldu.

- Tom la dejó embarazada.
- Tomás la embarazó.

Tom onu hamile bıraktı.

Oye, ¿ya te enteraste? Susan está embarazada.

Hey, duydun mu? Susan'ın fırında bir kurabiyesi var.

Acabo de averiguar que ella estaba embarazada.

Onun hamile olduğunu az önce öğrendim.

- Está embarazada de gemelos.
- Ella espera gemelos.

O, ikizlere hamile.

No se puede estar un poco embarazada.

Sen biraz hamile olamazsın.

"¡Creo que estoy embarazada!", dijo la mujer.

Sanırım hamileyim! dedi kadın.

Ahora estoy muy feliz de estar embarazada.

Bugün hamileliğimle çok mutluyum.

- ¿De cuánto estás embarazada?
- ¿De cuánto estás?

Ne kadar süredir hamilesin?

¿Existe la posibilidad de que esté embarazada?

Hamile olma ihtimaliniz var mı?

¿Por qué no nos contaste que estabas embarazada?

Neden bize hamile olduğunu söylemedin?

No deberías usar ropa ajustada si estás embarazada.

Hamile bayanların sıkı şeyler giyinmemeleri gerekir.

¡Oh, dios mío! ¡Maté a una mujer embarazada!

Tanrım! Hamile bir kadını öldürdüm!

La mujer de Tomás está embarazada de mellizos.

Tom'un karısı ikizlere hamile.

¿Qué comidas no deberías ingerir si estás embarazada?

Hamile iseniz, yememeniz gereken bazı gıdalar nelerdir?

Esta es la primera vez que he estado embarazada.

- Ben şimdiye kadar ilk kez hamile oldum.
- Bu şimdiye kadarki ilk hamileliğim.

¿Cómo le digo a mis padres que estoy embarazada?

Hamile olduğumu aileme nasıl söylerim.

Salimos durante varios meses antes de descubrir que estaba embarazada.

Hamile olduğunu öğrenene dek aylarca flört ettik.

Él metió la pata cuando le preguntó si estaba embarazada.

Onun hamile olup olmadığını sorduğunda pot kırdı.

Papá, estoy embarazada. Aquí tienes la lista de los sospechosos...

- Babacığım ben hamileyim. Şüphelilerin listesi işte burada.
- Babacığım ben hamileyim. İşte şüphelilerin listesi.

No quería que su hija esté embarazada a los dieciseis.

O, kızının on altı yaşında hamile olmasını istemiyordu.

¿Has visto el color? ¡Eso quiere decir que estás embarazada!

Rengi görüyor musun? Hamile olduğun anlamına geliyor!

Cuando ella me dijo que estaba embarazada, casi me da un infarto.

Bana hamile olduğunu söylediğinde, neredeyse kalbime iniyordu.

Me he quedado embarazada del arpista finlandés del que te hablé anoche.

Geçen gece sana bahsettiğim Fin arpçıdan hamile kaldım.

Tom estaba a punto de terminar con María cuando ella le dijo que estaba embarazada.

O ona hamile olduğunu söylediğinde Tom Mary'den ayrılmak üzereydi.

Una de cada 455 mujeres no se da cuenta de que está embarazada hasta la vigésima semana de embarazo.

455 kadından bir kadın gebeliğinin yirminci haftasına kadar hamile olduğunu fark etmez.