Examples of using "Conocí" in a sentence and their turkish translations:
Onunla ilk kez karşılaştım.
- Ben hoş insanlarla tanıştım.
- Ben güzel insanlarla tanıştım.
Tom'u bilirim.
Ben onunla üç yıl önce tanıştım.
gençleri Hindistan kırsalında
Onunla bir kez buluştum.
Senin erkek kardeşini tanıyordum.
Tom'u tanımıyordum.
Yaşlı bir kadınla tanıştım.
Onunla Fransa'da tanıştım.
- Ben öğrenciyken onunla tanıştım.
- Onunla öğrenciyken tanıştım.
Onunla doktora çalışmalarım sırasında tanıştım
Ben bir öğrenci iken onunla tanıştım.
Onunla nerede tanıştığımı düşünüyorsun?
Onunla ilk kez o zaman karşılaştım.
Ben kışın ona rastladım.
Onunla geçen yıl tanıştım.
Onunla iki hafta önce tanıştım.
Babamı hiç tanımadım.
Müdürün kendisiyle görüştüm.
Hayatımın kadınıyla tanıştım.
Boston'da Tom'la karşılaştım.
Bu Ocak ayında Tom'la tanıştım.
Avustralya'da Tom'la karşılaştım.
Annenle böyle tanıştım.
Ona bir kulüpte rastladım.
Ben dün sizin babanızla tanıştım.
Mattias'la İspanya'da tanıştım.
Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.
Sonunda doğru kadınla tanıştım.
Tom'a bir kulüpte rastladım.
Dün karşılaştığım Jack'ti.
Betty ile ilk tanıştığımda gergindim.
Onunla platformun sonunda karşılaştık.
Ben Tom adında bir adam tanıyordum.
Tom'u uzun zamandır tanıyordum.
Onunla tanıştığımdan beri onu seviyorum.
Ben sokakta Fred'e rastladım.
Dün Amerikalı bir öğrenci ile tanıştım.
Tom adında Kanadalı bir adamla tanıştım.
Onu tanıyıncaya kadar çok zengindim.
Bir trende şans eseri onunla tanıştım.
Onunla ilk kez ne zaman karşılaştığımı hatırlamıyorum.
Onunla Tom'un evinde tanıştım.
Tom'a ilk rastladığımda on sekiz yaşındaydım.
Seninle tanıştığımda çok gençtim.
Onu tanıyana kadar çok mutluydum.
Ben Tom Jackson adında Kanadalı bir adamla tanıştım.
Evet, dün kütüphanede ona rastladım.
Onunla tanıştığımdan beri hayatım değişti.
Londra'da kalırken onunla tanıştım.
Dün tanıştığım kızı seviyorum.
Onunla tanıştığımda, Mary siyah bir kazak giyiyordu.
Ölmeden birkaç hafta önce Tom'la karşılaştım.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
Bugün yeni bir felsefe öğretmeni ile tanıştım.
- Onunla ilk tanıştığımızdan beri o aynı şeyleri yapıyor.
- Onunla ilk tanıştığımızdan beri aynı şeyleri söylüyor.
Senin kadar ikiyüzlü bir insan daha tanımadım.
Babanı tanırdım.
Şimdiki kız arkadaşımı spor salonunda tanıdım.
Sen doğmadan önce onunla tanıştım.
Onunla tanıştığımdan beri hayatım değişti.
Sen bana eskiden tanıdığım birini hatırlatıyorsun.
Onunla geçen yıl bir partide tanıştım.
Bir televizyon ağının başkanıyla da böyle tanıştım
Onu tanıdığım andan beri ondan nefret ettim.
Ben senin arkadaşınla buluştum.
Onunla ilk karşılaştığım günü asla unutmayacağım.
Sadece birkaç gün önce Tom ve Mary ile karşılaştım.
Onunla ilk tanıştığımız yer olan Kobe'ye gittim.
Yaşlı bir kadınla tanıştım.
- Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
- Ben Ken adında uzun boylu bir adamla tanıştım.
Onunla Fransa'da tanıştım.
Ben onunla ilk defa dün karşılaştım.
Ben, adı Tom olan genç bir adamla tanıştım.
Bu robotlardan biriyle ilk tanışmam
Onunla ilk karşılaştığımda otuzuna yaklaşıyordu.
Tom'u çok iyi biliyordum.
Burası eşimle ilk buluştuğum kahve dükkanı.
Ama onunla tanıştığımda ipoteği paraya çevrilmek üzereydi.
Simone George: Mark'ı ilk gördüğümde görme engelliydi.
Mark'ı ilk gördüğümde benden ona dans etmeyi öğretmemi istedi.
- Onunla ilk karşılaşmam Kyoto'da oldu.
- Onunla ilk kez Kyoto'da karşılaştım.
Boston'da ilk tanıştığım kişi Tom'du.
Dün dünyadaki en popüler oyunculardan biriyle tanıştım.
- Ben dün sizin babanızla tanıştım.
- Dün babanla karşılaştım.
Onunla istasyonda tanıştım.
Dün öğleden sonra tanıştığım kızdan çok hoşlanıyorum.
Sen hâlâ iki yıl önce tanıdığım aynı şımarık küçük kızsın.
Geçen gün âşık olabileceğimi düşündüğüm biriyle tanıştım.
O adamlardan her birini tanıyordum.
Muhtemelen dünyadaki en iyi izcilerden olan bu adamlarla tanıştım.