Examples of using "Cazar" in a sentence and their turkish translations:
O avlamayı seviyor.
ve bir şey yakalamaya çalışırım.
Nasıl avlanılacağını sana öğretebilirim.
Av indirmek için en iyi şansı.
birkaç yılan, tarantula ve akrep avlayabiliriz
O geyik avına gitti.
Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı.
Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
Erkekler aslanları avlamaya gitti.
Milli parklarda avlanmaya izin verilmez.
Kral bu sabah ava gitti.
O, ormanda avlanmaya gitti.
Burası avlanmak için güzel bir yer.
Tom ve Mary geyik avlamaya gittiler.
Babamla birlikte ava gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Yavruları da pek bir şey avlayacakmış gibi değil.
Ama bu kadar açık bir alanda avlanmak zor.
Fakat bu minik canavarlar genelde birbirlerini avlar.
Bu şekilde av indirecek kadar akrobatik az yırtıcı vardır.
- Kuşu yakalamaya çalıştı ama başaramadı.
- Kuşu yakalamaya çalıştı ama yakalayamadı.
Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.
Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?
Avlanmaları gerek. Gecenin geç saatlerine kadar.
Fakat günlerdir bir şey yemediler. Annenin avlanması gerek.
Hassas bıyıkları sayesinde geceleri de avlanabiliyorlar.
İlk başta ıstakoz avlamak için de yengeç yönteminin aynısını kullandı.
Dolunayın ışığı çitaların avlanmasına yardımcı oluyor.
Tecrübesini konuşturarak bir av indirmesi en büyük ümitleri.
Sezonun çoğu günü ava gitti.
Yılanboyun kuşunun görüşü su altında balık avlamaya göredir.
Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.
Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.
Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.
Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.