Examples of using "Cairo" in a sentence and their turkish translations:
Kahire'ye gittiniz mi?
moskova'dan kahire'ye giden bir uçak
Kahire ya da İskenderiye'ye gittin mi?
Kahire'nin çok sıcak bir iklimi var.
Sami kişisel eşyalarını Kahire'deki bir eve bıraktı.
Kahirenin heybetli Zuwila kapısında sallandırılmasını emretti.
Kahirede Memlük Furusiyya eğitiminden geçmişti.
Kahire'de dizanteri geçiren Davout için zorlu bir kampanyaydı.
Sami'nin arabası Kahire'deki bir yerleşim bölgesinde terk edilmiş bulundu.
Savaştan bir kaç gün sonra ordu kahireye dönerken suikaste uğramıştı.
Ordunun Kahireye zaferle dönmesinden sonra
Kampanyada önemli bir rol oynadı, Kahire'deki isyanı bastırmaya yardım etti ...
Kahire Hukuk Araştırmaları Merkezi müdürü avukat Ahmed Mahran'a başvurdu
Kahireye dönelim:Memlük komutanlar Moğol isteklerine teslim olmanın akıllıca olduğu konusunda anlaştılar.
İskenderiye, Cidde ve Dubai gibi şehirler suyla yutulacak