Examples of using "Entrada" in a sentence and their turkish translations:
Giriş ücretsiz.
- Giriş ücretsiz.
- Ücretsiz giriş.
Bedava.
Giriş ücretsizdir.
Bir bilet istiyor musun?
Biletimi kaybettim.
Senin bir giriş biletin var.
Senin bir giriş biletine ihtiyacın var.
- Giriş nerededir?
- Giriş nerede?
Giriş ücretsiz.
Bileti ücretsiz aldım.
- Giriş ücreti ne kadar?
- İçeri girmenin ücreti ne kadar?
Giriş ücretsiz olacak.
Giriş nerededir?
Konser bileti, sinema biletinden daha pahalıdır.
Girişi korunmasız bırakmayın.
Bu bilet kağıttan.
Seninle lobide buluşacağım.
Protestocular girişe barikat kurdular.
Her seyirci bilet satın alır.
Birisi girişi koruyor.
Bileti nereden satın aldı?
O, kapıda duruyordu.
Bir giriş bileti ne kadar?
Konser biletini ne zaman aldın?
- Müzenin girişi nerede?
- Müzenin girişi neresi?
- Bir sinema bileti kaça mal olur?
- Bir sinema bileti kaç para?
Giriş pazar günleri ücretsizdir.
Gece geç saatlere kadar konuştuk.
Bu bilet üç gün boyunca geçerlidir.
Kapıyı kilitle.
Bilet alacak param yoktu.
O, girişte genç bir adam gördü.
Tom biletini yirmi dakika önce aldı.
Giriş, çocuklar için ücretsizdir.
Konser için bir biletin fiyatı ne kadar?
- Bu evlerinin ana kapısı.
- Onların evinin giriş kapısı burasıdır.
Tuvaletin girişi çok kirli.
Konser için sana bir bilet satın alayım mı?
O, sinema biletini kaybetti.
Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı.
Gösteri boyunca giriş izni yoktur.
Onun bir bileti var.
Gelen kutunu kontrol et.
Kışın başında bir geziye çıkıyorum.
Tom terk edilmiş kulübeye zorla girdi.
Başlangıç yemeğinden sonra ana yemek gelir.
Toplantı gece geç saatlere kadar sürdü.
- Konser için bilet alırken zorlandım.
- Konser için bilet alırken zorluk yaşadım.
O, onu girişin yanında dururken buldu.
Buradaki konser için bir bilet alabilir miyim?
Sadece çalışanlar.
Tom araba yolundaki karı temizledi.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
Gelen kutumda yeni mesajlar yok.
- Daha yenice, kişisel internet sayfamda bir gönderi yayınladım.
- Henüz çok kısa bir süre önce bir blog gönderisi paylaştım.
Ben bir bilet aldım.
Ceketimi salondaki dolaba astım.
Bir konser bileti almana yardım edeceğim.
Ejder mağarasına giriş nerede?
Girişi de biraz karla kapattım.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
Kapıda bir aslan heykeli vardı.
Müzikal için bilet almak ona on dolara mal oldu.
Alkollü içki içen İnsanların girmesine izin verilmez.
Giriş ücreti 6 £ ama Pazar günleri ücretsiz.
Gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya alışkınım.
O yerde, ayakkabılarla girmenize izin vermezler.
oldukça pahalı bir bilet satın almak ve bir orkestra bulmak zorunda değilsiniz.
tabi birde girişinin merdivenin en üst basamağında olması
Gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya alışkınım.
Onun benim biletim olduğunu biliyorum.
Tom o konser için Mary'nin bir bilet almasının zor olacağını düşündü.
Ben, gelen kutuma nefret mesajları almayı dört gözle bekliyor değilim;
Kahirenin heybetli Zuwila kapısında sallandırılmasını emretti.
Kapıda biletimi gösterdim.
Tom yanlışlıkla salata çatalıyla antreyi yedi.
Konser biletini ne zaman aldın?
Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.
Duvar köpekleri dışarıda tutacak kadar yüksek değildi.
Bu sebeple kapı savunmasının - 'gatehouse' olarak da bilinir. - özellikle güçlü olması gerekir.
daha sonra sivil toplum örgütlerinin girişimi sayesinde giriş yasağı askıya alındı
Eğer yeterli parasını olmadığını bilseydi Tom Mary'nin biletini ödeyebilirdi.
Gece geç olduğu için ve çok yorgun olduğum için bir handa kaldım.
Geceye kadar sorunu tartıştık.
Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.