Translation of "Bebida" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Bebida" in a sentence and their turkish translations:

¿Quieres una bebida?

Bir içki ister misiniz?

Tráele una bebida.

Ona bir içki getir.

Derramé mi bebida.

Ben içkimi döktüm.

Deberías dejar la bebida.

İçmekten vazgeçmelisin.

¿Puedo comprarte una bebida?

Ben size bir içki ısmarlayabilir miyim?

Te compraré una bebida.

Sana bir içecek ısmarlayacağım.

Aquí está tu bebida.

İşte içkin.

Tom derramó su bebida.

Tom içkisini döktü.

¿Qué bebida soléis tomar?

Genelde ne tür içki içiyorsunuz?

Se moderó en la bebida.

O içki içmeyi azalttı.

Dale una bebida a Tom.

Tom'a bir içki ver.

Nunca dejes tu bebida desatendida.

Asla içkini gözetimsiz bırakma.

Alí bebió una bebida energética.

Ali enerji içeceği içti.

Como esa bebida y ese filete,

o somut içeceği içmeyi,

Me muero por una bebida helada.

Soğuk bir içecek için ölüyorum.

La leche es una bebida popular.

Süt popüler bir içecektir.

Alguien puso algo en mi bebida.

Birisi içkime bir şey koydu.

¿Cuál es tu bebida alcohólica preferida?

Favori alkollü içkin nedir?

Tom volcó su bebida sobre Mary.

Tom içkisini Mary'nin üstüne döktü.

Por favor, sírvame una bebida caliente.

Lütfen bana içecek sıcak bir şey verin.

¿Cuál es tu bebida alcohólica favorita?

Favori alkollü içeceğin nedir?

¿Cuál es tu bebida fría favorita?

Senin gözde soğuk içeceğin nedir?

¿Cuál es tu bebida caliente preferida?

En sevdiğiniz sıcak içecek nedir?

Soy un esclavo de la bebida.

- Ben resmen alkolün kölesi olmuşum.
- Alkolün kölesi hâline gelmişim.
- Alkolün kölesiyim.

Tom pidió una bebida sin alcohol.

Tom, alkolsüz bir içecek sipariş etti.

¿Cuál es tu bebida favorita en invierno?

Kışın favori içeceğin nedir?

¿Cuál es tu bebida sin cafeína preferida?

En sevdiğin kafeinsiz içki nedir?

¿Cuál es tu bebida favorita en verano?

Yazın favori içeceğin nedir?

Tom tiene un problema con la bebida.

Tom'un bir alkol sorunu var.

¿Alguien puede hacerle una bebida a Tom?

Tom'a birisi içki alabilir mi?

¿Cuál es tu bebida favorita de invierno?

Kışın favori içeceğin nedir?

La cita cero es una bebida, una hora.

Sıfır randevu bir içecek ve bir saat demek.

El médico le aconsejó que evitara la bebida.

Doktor ona içkiden uzak durmasını tavsiye etti.

Es difícil para mi padre dejar la bebida.

Babamın içki içmekten vazgeçmesi zordur.

No me gusta mucho este tipo de bebida.

Bu tür içkiden fazla hoşlanmam.

Ella derramó su bebida en todo mi vestido.

O, içkisini tüm elbisemin üzerine döktü.

- Cantinero, quisiera una bebida.
- Camarero, querría tomar algo.

Barmen, bir içki içmek isterim.

El sake es una bebida alcohólica tradicional japonesa.

Sake geleneksel alkollü Japon içkisidir.

Tom le pasó a María una bebida energética.

Tom Mary'ye bir enerji içeceği uzattı.

Dijo, "Oye, Will, ¿Por qué no bajas la bebida

"Will, neden içkiyi bir kenara bırakıp olumlu bir şey

Que esa primera marca registrada fuese una bebida alcohólica.

insanlığımız hakkında söylediklerini merak ediyorum.

No quiere admitir que tiene problemas con la bebida.

Bir içki sorunu olduğunu kabul etmek istemiyor.

Cuando estaba sentado en el bar para ahogarme en bebida,

âdetim olduğu üzere birkaç içki devirmek için

El entretenimiento y la bebida están juntos según los chamanes

eğlence ve içki bir aradadır şamanlara göre

El doctor me advirtió que me alejara de la bebida.

Doktor, içkiden uzak durmam için uyardı.

- ¿Cuál es tu trago favorito?
- ¿Cuál es tu bebida favorita?

En sevdiğin içecek hangisidir?

El chocolate caliente es una bebida hecha a base de chocolate.

Sıcak çukulata çukulata özünden yapılan bir içecektir.

El exceso de bebida es una de las causas de impotencia.

Aşırı içki içmek, iktidarsızlık nedenlerinden biridir.

- ¿Cuál es tu energizante favorito?
- ¿Cuál es tu bebida energética favorita?

Favori enerji içeceğin nedir?

Si le sigue dando así a la bebida, va a tener problemas.

Öyle içmeyi sürdürürse, sorun yaşayacak.

- Me muero por un trago frío.
- Me muero por una bebida helada.

Soğuk bir içecek için can atıyorum.

Usted pronto vendrá a disfrutar de la comida y la bebida aquí.

Yakında buradaki yiyecek ve içeceğin tadını çıkarmak için geleceksin.

- Él comenzó a ceder a la bebida después de que perdió a su mujer.
- Él comenzó a entregarse a la bebida después de que perdió a su mujer.

O karısını kaybettikten sonra içki içmeye başladı.

El Corán no permite la bebida a los musulmanes, pero sus instintos naturales no les permiten ser morales.

Kur'an Müslümanların içki içmesine izin vermez. Onların doğal içgüdüleri ahlaki olmalarına izin vermez.

- ¡Deja ya de pedirme bebidas! ¿Por qué no te las pagas tú?
- ¡Deja de pedirme una bebida! Consíguela tú mismo.

Benden içecek istemekten vazgeç! Git onu kendin al.