Examples of using "Dale" in a sentence and their turkish translations:
Ona zaman verin.
Ona süpürgeyle vur!
- Ona bir oyuncak verin.
- Ona bir kavırçak ver.
- Ona bir kavırçak verin.
Kitabı ona ver.
Hadi
- Onunla tokalaş.
- Onunla el sıkış.
Ona anahtarları ver.
Ona bir şans tanı.
Saati kur.
Sadece ona bir dakika ver.
Bunu Ramu'ya ver.
Makaleyi okuyun.
Geldiğinde bu mektubu ona verin.
O gelirse, ona bu kağıdı ver.
Tom'a bir öpücük ver.
Şu kurabiyeleri Tom'a ver.
Silahı Tom'a ver.
Tom'a anahtarları ver.
Artıkları köpeğe verin.
Tom'a anahtarlarını ver.
Babana bir öpücük ver.
Tom'a bir içki ver.
Tom'a parasının üstünü ver.
Barışa bir şans verin.
O gelir gelmez bu mesajı ona ver.
Tom'a istediğini ver.
Tom'a yiyecek bir şey ver.
Hastaya hemen ilaç verin.
Bu bileti ilk gelene ver.
Kediye biraz et ver.
Köpeğe biraz et ver.
Lütfen, ona detaylı ve açık bilgiler verin.
Susuzlara su ve açlara yiyecek ver.
Tom'u benim için öp.
Bu kitabı onu isteyene ver.
Git ve o kabadayıyı döv.
Biri dışarıda futonu çırpıyor.
Hediye için arkadaşına teşekkürler.
Lütfen Facebook sayfamı beğenin.
Bu kopyayı Tom'a ver.
Ona tekme atmayı dene.
"Kaç tane kız arkadaşın var, Tom? Kaç tane?" "Aslında, 4 tane." "Neee?"
Geri döndüğünde mesajı ona ver.
Bana teşekkür etme, Tom'a teşekkür et.
Ona benden selam söyle.
Her güne hayatındaki en güzel gün olma fırsatını ver.
Lütfen babanıza selamlarımı iletin.
Ona elini verirsen kolunu kaptırırsın.
- Bir insana bir balık verirsen onu bir gün beslersin. Bir insana balık tutmayı öğretirsen onu ömür boyu beslersin.
- Birine balık verirsen o gün karnını doyurursun. Balık tutmayı öğretirsen her gün karnını doyurursun.