Examples of using "фон" in a sentence and their turkish translations:
Von Braun'du.
Bu medeniyet kendini kopyalayan uzay araçları programlayarak
von Hindenburg ve Ludendorff, emri al batıda.
Von Braun, Houbolt'un teklifini onayladı, ancak plan yüksek riskliydi.
Doğu Cephesinde, Alman Saha Mareşal von Hindenburg bir Kış Saldırısı başlattı,
Doğuda,Alman Mareşal Von Hindenburg bir kış saldırısı başlatıyor ve
Bak sırf sizin için arka planı beyaz yaptık tişörtü siyah yaptık
Von Braun, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın ölümcül V2 roketinin geliştirilmesine öncülük etmişti
daha küçük roketlere fırlatıp Dünya'nın çevresinde yörüngeye yerleştirerek bu sorunu çözmek istedi