Examples of using "начинает" in a sentence and their turkish translations:
ve başlar.
Hava serinlemeye başlıyor.
Hava kararmaya başlıyor.
Tom başlıyor.
Tom saçını kaybetmeye başlıyor.
gerçeklerden üstün gelmeye başlar.
Aradan bakmaya başladı.
O, saçını dökmeye başlıyor.
O ağlamaya başlıyor.
Baş ağrım geçmeye başlıyor.
Et çürümeye başladı.
Tom kel olmaya başlıyor.
Motor çok ısınmaya başlıyor.
Güneş batmaya başlıyor.
Tom endişe etmeye başlıyor.
Tom panik yapmaya başlıyor.
Tom ağlamaya başlıyor.
Zaten ısınmaya başlıyor.
O inanmaya başlıyor.
Bu yorucu oluyor.
Ben bu resmi sevmeye başlıyorum!
Bunu yapmaktan sıkılmıyor musun?
beklentilerini değişime uğratır.
Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.
Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.
Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.
Görüş yeteneğim bozulmaya başlıyor.
Tom'un işitmesi zayıflamaya başlıyor.
Tom umudunu kaybetmeye başlıyor.
Tom sinirleniyor gibi görünüyor.
Eğlenmeye başlıyorum.
Sıkılmaya başlıyorum.
Tom gezisine başlar.
Tom sabırsız oluyor.
Dışarısı karanlık olmaya başlıyor.
Dışarısı ışımaya başlıyor.
Oda şimdi ısınmaya başladı.
beynimiz haklı sebepler üretmeye başlar.
Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.
Enflasyon yavaş yavaş artıyor
- O, şu evi sevmeye başlıyor.
- O bu evi sevmeye başlıyor.
Piyano çalmaya başlıyor.
O kendini çaresiz hissetmeye başlıyor.
Uyuklamaya başlıyorum.
Meraklanmaya başlıyorum.
Bu evin temeli, zayıflamaya başlıyor.
Başımın ağrısı geçmeye başlıyor.
bir süre sonra artık kendini belli etmeye başlıyor
Ve bunun için çalışmalara başlıyor
O noktada, ormandaki her şey... 304. GÜN
Tom sinirimi bozmaya başlıyor.
Bir insan doğar doğmaz ölmeye başlar.
bu nehirlerin suları çekilmeye başlar,
dış yüzeyindeki buzul erimeye başlıyor
Okul sabah sekiz otuzda başlar.
İşine saat yedide başlıyor.
Karım günlük işlerden yoruluyor.
Chopin piyanonun başına geçer ve çalmaya başlar.
orta yaşlarda azalmaya başlıyor ve menopoz boyunca azalıyor,
Bundan sıkılıyorum.
Bay Smith her zaman derslerine bir şaka ile başlar.
İnsan doğar doğmaz ölmeye başlar.
Bu sonunda benim için bir anlam ifade etmeye başlıyor.
Kuzey Amerika'daki sanayi bölgesinde,
Bahar gelince pembe ve beyaz renkte çiçekler açıyor
tabak hareket etmeye başlar. Bir tane daha koyalım bundan
Ben biraz aç hissetmeye başlıyorum.
Tom gününe genellikle sıcak bir fincan kahveyle başlar.
Ama kız arkadaşı Kay ile etkileşime başladığı anda
Doğu Cephesinde, Alman Saha Mareşal von Hindenburg bir Kış Saldırısı başlattı,
daha sonrasında babasının emlak firmasında çalışmaya başlıyor
Doğuda,Alman Mareşal Von Hindenburg bir kış saldırısı başlatıyor ve
Çalışmaya yedide başlar.
Tom'la asla tanışmayacağımı düşünmeye başlıyorum.
Seni görür görmez, kalbim hızlı bir şekilde çarpmaya başlıyor.
Gerçekten bundan bıkıyorum.
Kız kardeşim yıldız falını okumadan güne başlamaz.
Bunu yapmaktan usanıyorum.
ve bir süre sonra ise toplumdan dışlanmaya başlıyor ve yalnızlaşıyor
Ve gördünüz mü? Mantıklı olabilir gibi hissettiriyor, değil mi?
Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.
Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.
istedi . Ve Thormod hemen Bjarkamál'ı söylemeye başlar, bu aslında daha
Her canavar birinin bebeği olarak başlar.
Vimy Ridge düşüşünden üç gün sonra, Fransız General Robert Nivelle ana taarruzunu başlattı.
Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar.