Translation of "угрозу" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "угрозу" in a sentence and their turkish translations:

создавая ещё большую угрозу?

daha da büyük taşkınlar yaratırsa?

Теперь я чувствую угрозу.

Şimdi tehdit altında hissediyorum.

всё ещё представляют большую угрозу.

tehlikeli tehditler olmaya devam ediyorlar.

Мы получили ещё одну угрозу.

Başka bir yasal tehdit aldık.

Том не воспринял угрозу всерьёз.

Tom tehdidi ciddiye almadı.

Она восприняла его замечание как угрозу.

Onun sözlerini bir tehdit olarak yorumladı.

У шерстокрылов огромные глаза... ...постоянно ищущие угрозу.

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

Ты мог поставить под угрозу всю операцию.

Tüm operasyonu riske atabilirdin.

и чувствуют угрозу со стороны успешных людей.

insanlar tarafından tehdit edildiklerini hissederler.

Россия представляет угрозу для всего цивилизованного мира.

Rusya tüm medeni dünya için bir tehdittir.

Даже ядовитые змеи нападают только тогда, когда чувствуют угрозу.

Hatta zehirli yılanlar sadece tehdit edildiklerini hissederlerse saldırırlar.

Но эксперты полагают, что главным образом они представляют угрозу медицинским работникам,

Fakat uzmanlara göre, onlar covid-19 hastalarına çoğunlukla çok yakın

В Нью-Дели загрязнение воздуха ставит под угрозу здоровье миллионов людей.

Yeni Delhi'de, hava kirliliği yüzünden milyonlarca insanın sağlığı tehlikede.

Шииты не только представляют угрозу остальным мусульманам и Израилю, они угрожают всему миру.

- Şiiler sadece diğer Müslümanlara ve İsrail'e karşı değil, bütün dünyaya karşı bir tehdittir.
- Şiiler yalnızca diğer Müslümanlara ve İsrail'e karşı değil, bütün dünyaya karşı bir tehdittir.