Examples of using "счастью" in a sentence and their turkish translations:
Neyse ki, Tom iyileşti.
Allah'tan kimse ölmedi.
- Çok şükür, işkolik ölmedi.
- Bereket versin ki, işkolik ölmedi.
Neyse ki bu olmadı.
mutluluğa ulaşmaya çalışıyoruz.
Neyse ki başaramadı
Onların mutluluğunu kıskanmıştı.
Bizim mutluluğumuzu kıskanıyor.
İyi sağlık, mutluluk için yardımcıdır.
Neyse ki yanılmışım.
Neyse ki, Tom kurtuldu.
Neyse ki, o, işe yaradı.
Neyse ki, böyle bir şey var:
Fakat, şükürler olsun ki bir çözüm var.
Ama neyse ki gerek kalmadı.
Neyse ki zamanında oradaydım.
Neyse ki kimse vurulmadı.
Ne mutlu ki ölmedi.
Neyse ki kapı açıktı.
İyi ki kimse ıslanmadı.
Neyse ki, o oyunu kazandı.
Neyse ki ölmedi.
Neyse ki, hava iyiydi.
Allahtan, kimse yaralanmadı.
Neyse ki onlar kaçabildi.
İyi ki evdeydin.
Neyse ki, Tom emniyet kemerini takıyordu.
Neyse ki Tom hâlâ hayatta.
Neyse ki şansılıydım ve benim çılgınca fikirlerimi
ve servetine servet katıyor
Neyse ki kimse ağır yaralanmadı.
Allahtan, birincilik ödülünü kazandı.
Şans eseri o beni görmedi.
Neyse ki Tom, Mary'yi görmedi.
- Neyse ki Tom orada değildi.
- Allah'tan Tom orada değildi.
Neyse ki Tom onu yapmadı.
Neyse ki, Tom ciddi olarak yaralanmadı.
İyi ki bunu zaten yaptım.
Neyse ki, Tom bugün dünkünden çok daha iyidir.
Neyse ki şişlik dağılmaya başladı
Neyse ki acil durum telsizimiz var.
Neyse ki başarıya ulaşmanın bir sürü yolu var.
Neyseki o broş artık Türkiye'de
Neyse ki tam da bunların ortasında
Mutluluk arıyoruz.
Neyse ki kazada ölmedi.
Mutluluğun peşinde olmak mutluluğu engeller.
Neyse ki kazada kimse yaralanmadı.
Neyse ki yangında kimse ölmedi.
Neyse ki Tom hayatta kalanlar arasındaydı.
Neyse ki bu hafta hava sıcaktı.
Neyse ki, Tom'un fazladan bir şemsiyesi vardı.
Neyse ki, Tom'un iyi bir avukatı vardı.
İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.
Neyse ki belki de bunu yapmak zorunda değiliz.
Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi
İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.
Neyse ki, tüm yolcular emniyet kemerlerini takıyordu.
Bereket versin ki, Tom'u onu yapmamaya ikna edebildim.
Mutluluğa giden bir yol yoktur. Mutluluğun kendisi yoldur.
Neyse ki birkaç ay önce, 2018'de
Şans eseri, bir gemi geçti ve onlar kurtarıldı.
Çok şükür, oğlum yeni okulundaki yaşama çabucak uyum sağladı.
Neyse ki başarıya ulaşmak için birden fazla yol var
Neyse ki istenmeyen gebelik oranı son birkaç yıl içerisinde
Şansımıza, Newark şehri Newarklıların daha iyisini hak ettiğine karar verdi
Neyse ki, toprak bozunması ve iklim değişikliği olan
Neyse ki, köpekbalığı ısırığı herhangi bir büyük artere isabet etmedi.
Allah'tan kimse boğulmadı.
İyi ki, Tom oradaydı.
Neyse ki onun için bir seyirci tarafından tamamlandı… ve seyirci, genç
Neyse ki, tam Dima'nın uyuduğu sokağın dışında bir Armani mağazası vardı.
Sokulacak olursa ölebilir. Ama neyse ki arılar saldıramayacak kadar üşüyor.
Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyi ki o anda evde değildi.
Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.