Examples of using "старшая" in a sentence and their turkish translations:
O, benim ablam.
Mary Tom'un ablasıdır.
Onun büyük kızı evlidir.
O, Tom'un ablası.
Mary benim ablam.
Ben senin ablanım.
Ablam güzeldir.
O, benim ablam.
O, Tom'un ablası.
Ben Tom'un ablasıyım.
Sen en yaşlısın.
Büyük kız Britanyalı olmak istiyor.
Tom'un en büyük kızı evli değil.
Ablam şarkı söylemede iyidir.
Tom'un bir ablası vardır.
Büyük kız kardeşim her sabah duş alır.
Büyük kız kardeşim her sabah saçını yıkar.
Ablam sonunda evlendi.
Ablam çok hızlı yüzer.
Onların en büyük kızı henüz evli değil.
En yaşlı benim.
Benim ablam çok yetenekli bir şarkıcı.
Ama ablam iyi yüzer.
Tom'un en büyük kızı henüz evli değil.
Ablam her gün koşuya gider.
O, ablası kadar güzel değil.
Onun ablası geçen ay evlendi.
Tom'un Mary adında büyük bir kız kardeşi var.
Lise bazen gerçek dünyaya çok benziyor
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
Ablam her gün duş alır.
Ablam gitarı iyi çalar.
Ablan şimdi ne yapıyor?
Ablam sık sık sütlü çay içer.
Büyük bir ağabeyim ve büyük bir ablam var.
Onların en büyük kız kardeşi henüz evli değil.
Ben ablam kadar ince değilim.
Mary'nin bir ablası ve daha küçük bir erkek kardeşi var.
Ablam her gün piyano çalar.
Tom'un büyük kızı hâlâ bekardır.
O, ablasından daha az güzel değildi.
- Fatma, sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.
- Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir.
- Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.
Onun ablası benim ağabeyimden daha yaşlıdır.
Mary'nin ablası kadar güzel olduğunu sanmıyorum.
O okulun entegre edilmiş ortaokul ve lise olduğunu unutma.
Buradaki en yaşlı kişi benim.
Tom'un Mary adlı bir ablası ve iki küçük kız kardeşi var ama ben onların isimlerini hatırlamıyorum.
Tom'un 13 yaşında bir kız kardeşi var.
O, yaklaşık olarak büyük kız kardeşimle aynı yaşta.