Examples of using "сознание" in a sentence and their turkish translations:
Dışarı çıktın mı?
Bayıldığımı düşünüyorum.
Bilincimi kaybettim.
Tom bilincini kaybetti.
- Tom bilincini kaybediyor.
- Tom bayılıyor.
- Dil vicdan oluşturur.
- Dil bilinç yaratır.
Neredeyse bayılıyordum.
Tom yeniden şuur kazanmadı.
Sonra, o bilincini kaybetti.
Sabit zihniyet, geliştirmenin zıttıdır.
ve bir şampiyonun zihnine nasıl sahip olacağımı öğreniyorum.
Tom bayılabilir.
Tom'un bilinci yerine geldi.
O aniden bilincini kaybetti.
Tom sıcaktan bayıldı.
Neredeyse bayılıyordum.
Tom sıcaktan bayıldı.
Tom ağrıdan bayıldı.
Sen bayıldın.
- Bayıldım.
- Ben bayılmışım.
O henüz kendine gelmedi.
O, hastanede bilincine tekrar kavuştu.
Üç içkiden sonra, adam kendinden geçti.
Tom Mary'yi hayata döndürmeye çalıştı.
- Onlar kendinden geçtiler.
- Onlar bilinçlerini kaybettiler.
Tom bayıldı.
Aniden her şey karardı ve bilincimi kaybettim.
Sizce, hangi zihniyete sahibim?
Mary bayıldı.
Tom kendine geldi mi?
Mary neredeyse ağrıdan bayılacaktı.
Tom çok kan kaybetti, ama bilincini kaybetmedi.
Sabit zihniyetimi, geliştirme zihniyetine nasıl dönüştüreceğimi
O bilincini tekrar kazandı ve konuşabildi.
hem zihnimize hem de toplumumuza öylesine işlemiş ki
O geldiğinde o parkta uzanıyordu.
Nakavttan on dakika sonra boksör yeniden bilincini kazandı.
Babam ve ben, Carol Dweck'ten "Zihniyetler" kitabını okuduk.
ve sabit zihniyet fikirlerini öne süren bir profesör ve uzman psikolog.
Bir boksörün nakavt edildikten on dakika sonra bilinci yerine geldi.
Bayılma!
Neredeyse bayılmıştım.
Ben bayılabilirim.
hatta üç kere bakmak zorunda kaldım.
Bir yolcu bayıldı ama hostes onu ayılttı.
Tom Mary'yi yeniden hayata döndürdü.
O neredeyse bayılacaktı.
Mary çığlık attı ve bayıldı.
İblis efendisi sonunda bilincini kaybetti ve pat diye yere düştü.
O üç gün boyunca bilinçsizdi.
Üç hafta boyunca komada kaldıktan sonra, Tom'un bilinci yerine geldi.
O kadar sıcaktı ki, bayılacağımı düşündüm.