Examples of using "согласились" in a sentence and their turkish translations:
İkimiz de kabul ettik.
Herkes kabul etti.
Onların her ikisi de kabul ettiler.
Hepimiz aynı fikirdeydik.
Aynı fikirde değildik.
Anne ve babalar kabul etmediler.
Şartlarını kabul ettiler mi?
Herkes onun fikrini kabul etti.
İkimiz de Tom'la aynı fikirdeydik.
Biz planı kabul ettik.
Gelmeyi kabul ettiğin için teşekkürler.
Hepimiz oybirliğiyle kabul ettik.
Tom ve Mary anlaştılar.
Biz her şey üzerinde anlaştık..
Onlar bunu kabul etti.
Biz onlara yardım etmeyi kabul ettik.
Neden kabul ettin?
Birçok insanın seninle aynı fikirde olacağına eminim.
Onlar bize bir röportaj vermeyi kabul ettiler
Onların hepsi teklifi kabul etti.
Herkes benim kararıma katıldı.
Neden ona yardımcı olmayı kabul ettin?
Onun önerilerini kabul ettik.
Onlar oybirliğiyle bunu kabul ettiler.
Tom ve Mary her ikisi de kabul etti.
Tom ve ben her ikimiz de kabul ettik.
Herkes kabul etti mi?
Tom'a yardım etmeyi kabul etmedik.
Birçok insan sizinle aynı fikirde olurdu.
Fransızca konuşmayı kabul ettik.
Tom ve Mary bizimle anlaştı.
Benimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkürler.
Kulübün bütün üyeleri benimle anlaştılar.
Otobüsleri kullanmaktan vazgeçmeye karar verdiler.
İki taraf nihayet bir uzlaşma üzerinde anlaştılar.
Bence birçok kişi benimle aynı fikirde olurdu.
Bana yardım etmeyi kabul ettiğin için sana teşekkür ederim.
Herkesin bunu onaylamasına rağmen, ben onaylamıyorum.
- Biz uzlaştık.
- Kabul ettik.
- Biz anlaştık.
Herkes kabul etmedi.
Bunu yapmayı kabul ettin mi?
Tom ve Mary bir hafta süreyle partiyi erteleme kararı aldı.
Sınıftaki bütün öğrencilerin onunla aynı fikirde olmasının sebebi budur.
Kabul edeceğini düşünüyorum.
Neden Tom'a yardım etmeyi kabul ettin?
Sen bunu kabul eder misin?
Onlara yardım etmeyi kabul etmedik.
Umarım bunu yapmayı kabul etmediniz.
Onların evet demesini istiyoruz.
Hepimiz Tom'la anlaştık.
Hem Tom hem de ben evet dedim.
Neden yardım etmeyi kabul ettin?
Eğer gitmek istemediysen neden evet dedin?
Tom bunu yapmayı neden kabul ettiğini biliyor.
Onlar tüm plandan vazgeçmekten başka seçenekleri olmadığını kabul ettiler.
Neden onlara yardım etmeyi kabul ettin?
Biz katılmamayı kabul ettik.
Tom ve Mary gece yarısından önce partiyi terk etmeyi kararlaştırdılar.
Beni görmeyi kabul ettiğine sevindim.