Examples of using "рискуете" in a sentence and their turkish translations:
Oldukça risk alıyorsun.
Sen büyük bir risk alıyorsun.
Geçmişi görmezden gelirseniz geleceği tehlikeye atarsınız.
Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.
Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.
Eğer bir deveye yaklaşırsanız, ısırılmayı göze alırsınız.
Sen benim güvenimi kaybetmeyi göze alıyorsun.
Bu durumda bu yolculuk... Sona erdi. Anaflaktik şoka girme ihtimaliniz varsa
Niçin böyle bir risk alıyorsun?