Examples of using "речью" in a sentence and their turkish translations:
Onun konuşmasıyla hayal kırıklığına uğradım.
Tom iyi bir konuşma yaptı.
Bir konuşma yapmam gerekir mi?
Bir konuşma yapmak zorunda mısın?
Konuşma yapmak zorunda mıyım?
Ben konuşma yapmak zorunda kaldım.
Konuşmam üzerinde çalışıyorum.
Tom halk içinde konuşmayı sevmez.
İnsan dile sahip olan tek hayvandır.
Beni konuşma yapmaya zorladı.
Tom bir konuşma yaptı.
Hiç Fransızca bir konuşma yaptın mı?
Şirketimizin adına bir konuşma yaptı.
O, onu bir konuşma yapması için ikna edemedi.
O, Alzheimer hastalığı hakkında bir konuşma yaptı.
O benim bakış açımı destekleyen bir konuşma yaptı.
Daha önce İngilizce bir konuşma yaptın mı?
Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.
Ben ondan sonra konuştum.
Bir konuşma yapmak istiyorum.
Bir konuşma yapsan ve hiç kimse gelmese ne olur?
Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
Fransızca bir konuşma yaptım.
Tom Fransızca bir konuşma yaptı.
Tom planı destekleyen bir konuşma yaptı.
Onlar Lincoln'un bir zafer konuşması yapmasını istedi.
Ben gerçekten konuşma yapmak zorunda mıyım?
Onun konuşmasından çok fazla etkilendim.
Tom, bir konuşma yapması istendiğini söyledi.
Toplantıda konuşmak isterseniz elinizi kaldırmak zorundasınız.