Examples of using "покраснела" in a sentence and their turkish translations:
Mary yine kızardı.
O kızardı.
Mary'nin yüzü kızardı.
Kızarmaktan kendimi alamadım.
Derinden kızardı.
O hafifçe kızardı.
O, parlak kırmızıya döndü.
- Ben kızardım.
- Kızardım.
Toprak kandan dolayı kırmızıya döndü.
Onu utandırdın.
Kızarana kadar kolunu sıktım.