Examples of using "писем" in a sentence and their turkish translations:
- O harflerin stilini karşılaştır.
- O mektupların tarzını karşılaştır.
O, mektupları yazmakla meşguldü.
Ben mektup yazmam.
Tom'a kaç tane mektup gönderdin?
Bazı mektuplar yazmak zorundayım.
Benim için hiç mektup geldi mi?
Tom mektup yazmaz.
Bana böyle uzun mektuplar yazma.
Tom Mary'ye bir sürü mektup gönderdi.
İşte sizin için bazı mektuplar.
Bir sürü eski mektup attı.
Baba mektupları yazmakla meşgul.
Tom, Mary'ye bir sürü mektup yazdı.
Neden bana artık mektup göndermiyor?
Binlerce mektup ve e-posta aldım.
Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
Lütfen artık bana mektup yazmayın.
O, birkaç mektubu sekreterine dikte etti.
Amcam asla mektup yazmaz.
Tom artık yazmıyor bana.
Uzun süredir kimseye mektup yazmadım.
Ben sana o mektupların birinden bir pasaj alıntılayacağım.
O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
O neden artık bana mektup göndermiyor?
Her gün kaç tane e-posta yazıyorsun?
Tom, Mary'ye epeyce aşk mektubu yazdı.
Bu mektupları göndermek uzun sürmeyecek.
Tom'tan henüz mektup almadım.
Tarih ve adres genellikle mektupların başında yazılır.
Bugün Meryem'den hiç e-posta almadım.
Tom günde 50'den fazla e-posta alır.
Yatmaya gitmeden önce beş mektup yazdım.
Ben mektupların hiçbirini yanıtlamadım.
- Bir günde iki yüz e-postadan daha fazlasını alıyorum.
- Günde iki yüzden fazla e-posta alıyorum.
Sami ve Leyla mektuplarla iletişim kuruyorlardı.
Tom kucak dolusu posta taşıyarak ofise girdi.
Tom, Mary'ye mektup açacağını uzattı.
Hastanede, hemşire ona karısının mektuplarının çoğunu okudu.
- Karısı vefat edince kendisine düzinelerce taziye kartı geldi.
- O, karısı öldüğünde onlarca taziye kartı aldı.
O yaklaşık bir buçuk yıllık bir süre boyunca 2.2 milyar istenmeyen e-posta gönderdi.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
- O nasıl İngilizce mektup yazacağını bilmiyor.
- O, İngilizce bir mektubu nasıl yazacağını bilmiyor.