Examples of using "ограничено" in a sentence and their turkish translations:
Zamanınız sınırlı.
Zaman sınırlı.
Bizim zamanımız kısıtlıdır.
Biletler sınırlı.
Biletlerin sayısı sınırlıydı.
Nükleer güç yeni yasalar tarafından engellenmektedir.
Fransızca bilgim çok fazla bir yekün tutmaz.
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Bilgi sınırlıdır.
- Bu teklif sadece sınırlı bir süre için geçerli.
- Bu öneri yalnızca sınırlı bir süre için geçerlidir.
- Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir.
Elbette, Fransızca bilgim sınırlıdır.
Sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.