Examples of using "обещание" in a sentence and their turkish translations:
Söz sözdür.
Bir söz verdin.
Sözünü tuttun.
O, sözünü tuttu.
Tom sözünden döndü.
Sözünü tutmadı.
Tom sözünü tuttu.
- Tom sözünü tutmadı mı?
- Tom sözünden döndü mü?
Sözünden döndün.
Ben sözümü tuttum.
Sözümden döndüğüm için üzgünüm.
Sözünü tutacak mısın?
Verdiğin sözü hatırlıyor musun?
Bir söz bir borçtur.
Onlar bir söz verdi.
- Tom sözünü tutmadı.
- Tom sözünden döndü.
- Tom sözünü yerine getirmedi.
- Sözünden dönme.
- Verdiğin sözü tut.
- Sözünde dur.
- O, sözünü tuttu.
- O sözünü tuttu.
- Sözünde duracağına söz ver.
- Sözünü tutacağına dair söz ver.
O sözünü tuttu.
Sözümü tutmadığım için özür dilerim.
Sözüne güveniyorum.
O, sözünü tutamadı.
Bir söz verdim.
Sözümü tutmadığım için özür dilerim.
Sözüne sadık kalmalısın.
Onlar sözlerini tutacaklardır.
O sözüne sadık kaldı.
Ben sözümü yerine getirdim.
Tom'a bir söz verdim.
Sözümü tutacağım.
O, sözünü tutamadı.
Ona bir söz verdim.
Roosevelt sözünü tuttu.
Eisenhower sözünü tuttu.
Ona bir söz verdim.
Onlara bir söz verdim.
O, sözünü yerine getirmedi.
Onun sözüne güvenilemez.
Bir insan her zaman sözünü tutmalı.
Politikacı sözünü tutmadı.
Sözünden vazgeçmiş gibi görünüyor.
Bana bir söz vermeni istiyorum.
Sözümü tutacağımdan şüphe ediyor.
Sözünü tutmanı istiyorum.
Sözünden dönmüş olamaz.
Sözümüzü her zaman tutmalıyız.
Tom sözünü unutmuş olmalı.
Herhangi bir durumda, bir sözden dönmek kötüdür.
Tom'un sözünü tutacağından eminim.
Tom ve Mary sözlerini tutacaklar.
Tom bir söz verdi.
Tom asla sözünden dönmez.
Tom bize tutmadığı bir söz verdi.
Ne olursa olsun, sözümü tutarım.
- Onun için sözünü tutmak kolay değildi.
- Onun sözünü tutması kolay değildi.
Tom, Mary'nin sözünü tutacağından şüpheliydi.
Meksika yasalarına uymak için söz vermek zorunda kaldılar.
Tom sözünü tutamadı.
Tom, Mary'nin verdiği sözü tutup tutmayacağından emin değil.
Sözümü tutmadığım için beni affet.
Meşgul olsan bile, verdiğin sözleri tutmalısın.
Sözünü tutacağını nereden bileyim?
Mademki bir söz verdin, onu tutmalısın.
Ben sözümü unuttuğum zaman, o gerçekten öfkelendi.
Tom sözünden caydı ve Mary'ye yardım etmedi.
- Sözümden asla caymam.
- Verdiğim sözden asla dönmem.
Sözümü tutmadığım için pişmanım.
Tom sözünü tutmazsa pişman olur.
Sözünü tutamıyorsan, ne tür özür dileyeceksin?
Sözünü unuttuğu için onu lanetledi.
O sözü tutabileceğimi sanmıyorum.
Tom, Mary'nin sözünü tutmamasını affetti.
Tom söylememem için bana söz verdirdi.
Tom bana Mary'ye söylemeyeceğime söz verdirdi.
Tom herhangi birine söylememem için bana söz verdirdi.
Sana söylerdim ama söylememem için Tom bana söz verdirdi.
Sigarayı bırakma sözü her yıl ilk on Yeni Yıl kararı arasında yer alıyor.
Tom bana sözümü tutmadığım için beni suçlayamadığını söyledi.
Sözünü tutmadın.