Examples of using "необходимости" in a sentence and their turkish translations:
Gerekli değildi.
Kendinizi tanıtmanıza gerek yok.
Oraya gitmem gerektiği için gittim.
Onlara söylemeye gerek görmüyorum.
Ona söylemeye gerek görmüyorum.
Ona söylemeye gerek görmüyorum.
Şiddete gerek yok.
O gerekli değil.
Gereksiz risk alma.
Yalan söylemene gerek yok.
Onun çalışmasına gerek yok.
Seni temin ederim ki bu gerekli değil.
dışlamak için hariç,
Özür dilemeye gerek yok; Anlıyorum.
Şimdi onu yapmaya gerek yok.
Gerekli değildi.
Bu gerekli değil, değil mi?
Doktoru çağırmaya gerek yoktu.
Hayır, gerekli değil.
Onu yapmak gerçekten gerekli değil.
- Onu yapmana gerek yok.
- Onu yapman gereksiz.
Bence onu yapmak gerekli değil.
Bunun gerekli olmadığını biliyorsun.
Çalışırken ekip çalışmasının, düşünceleri ifade etmenin
o düşünülemez şeyi yapmaktan beni alıkoydu
Acil durumda, 119'u arayın.
Acil bir durumda zili çal.
Sadece acil durumda kullanın.
Tom'a bundan bahsetmeye gerek yok.
Bu gerekli, değil mi?
- Açıklamaya gerek yok.
- Açıklamaya hacet yok.
Onu yapma ihtiyacını göremiyorum.
hastalar para konusunda endişelenmek zorunda değiller.
O zaman bizim çevremizde mühendis olmasına gerek yok ki
Gereksiz yere hastaneleri doldurmayalım
Tom'a söylemeye gerek olmadığını anlıyorum.
Bunun gerekli olmadığına eminim.
Tom bunun gerekli olmadığını söyledi.
Tom tavanı boyamanın gerekli olmadığına karar verdi.
Gerekirse güç kullanmaya yetkiliyiz.
Gerekmedikçe güç kullanmıyoruz.
Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.
Söylemeye gerek yok, hırsızlık nadir bir olaydı.
Onu yapmaya gerek olmadığını anlıyorum.
Gerekli değil.
Doktor çağırmaya gerek yok.
Tom vitamin almanın gerekli olmadığına karar verdi.
Çok gerekli olmadıkça taksileri kullanmam.
Henüz gitmene gerek yok.
Doktor ve hemşireler arasındaki koordinasyonun gerekliliğini düşündüm.
bu konuyu araştırmak için ta fizana kadar gitmeye gerek yok
Eğer istemiyorsan onun nasihatini dinlemeye gerek yok.
Bu tamamen gereksiz.
Tom'un onu yapmasına gerek olmadığını anlıyorum.
- Onu yapmamız gerekli değil.
- Onu yapmak bizim için gerekli değil.
Oraya derhal gitmene gerek yok.
Kesinlikle onu yapmaya gerek yok.
kadını öpebilirsin sormana gerek yok onu direk öp
Bence buna ihtiyaç olmayacak.
Tom'un tavsiyesine uysaydık bunlardan hiçbiri gerekli olmazdı.
Onun gerekli olmayacağından eminim.
Acele etmeye gerek yok. Çok zamanımız var.
Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı.
O evinde gereksiz yere yaktığın lamba var ya işte o bile senin devletine zarar.
Onu yapmaya gerek yok.
Tom'a acil bir durumda her zaman güvenebilirsiniz.
Yunanlılar virgülü icat ettiler, edebiyatları için değil, oyuncuları için, onları yaklaşan uzun bir cümleye hazırlamak için derin bir nefes almaya ikna etmek; bu nedenle virgül, duraklama noktasını temsil eder.
Tom bugün ofise gitmenin gerekli olmadığına karar verdi.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.