Examples of using "недели" in a sentence and their turkish translations:
Üç haftan var.
Bana üç hafta ver.
Bugün haftanın hangi günü?
Haftanın günlerinin isimlerini söyle.
İki hafta geçti.
Üç hafta geçti.
Taşıma kartı iki hafta geçerlidir.
Haftanın yedinci günü pazardır.
Üç hafta sürecek.
Biz üç haftadır buradayız.
Üç haftamız var.
Haftanın en sevdiğiniz günü nedir?
Yalnızca üç haftadır burada bulunuyorum.
"Bugün haftanın hangi günü?" "Çarşamba."
Tom sadece üç haftalıktır.
Üç haftadır hasta.
Tom geçen haftadan beri hasta.
Lütfen önümüzdeki haftaya kadar bekleyin.
10 dolar ödüllü
Haftanın 7. günü Cumartesidir.
Gelecek haftaya kadar erteleyelim.
Pazar haftanın ilk günüdür.
Pazar haftanın ilk günü mü?
O iki hafta aldı.
Üç hafta içinde görüşürüz.
İki hafta içinde görüşürüz.
Haftanın hangi günü?
Cumartesi, haftanın son günüdür.
Hava iki haftadır sıcaktı.
Tom üç haftadır hasta.
Tom tam üç haftalık.
Bu bebek üç haftalıktır.
Düğün iki hafta içinde.
Noel'e kadar sadece iki hafta var.
Orada yaklaşık bir hafta kalacağım.
- Tom üç hafta burada kalacak.
- Tom üç haftalığına burada kalacak.
Yom üç hafta önce kolunu kırdı.
Tom üç hafta boyunca kalmayı planlıyor.
Üç hafta önce onları gördüm.
Üç hafta önce onu gördüm.
Üç hafta önce onu gördüm.
Tom üç haftadır hastanede.
Haftanın hangi günü salıdır?
Üç haftadır Boston’daydım.
Mary üç hafta önce kolunu kırdı.
- Üç hafta önce kolunu kırdı.
- Üç hafta önce kolu kırıldı.
Soğuk hava üç hafta devam etti.
Bilet bir hafta geçerlidir.
Lütfen bugünden itibaren iki hafta içerisinde tekrar gel.
İki haftalık süre içinde geri döneceğim.
Noel şu andan itibaren tam iki haftadır.
Hava iki hafta sıcak kaldı.
Final sınavları iki hafta sonra.
Onlar hafta sonuna kadar buradalar.
Üç hafta içinde döneceğim.
Üç hafta önce ne oldu.
Bize sadece üç hafta verin.
Tom üç hafta önce evlendi.
Oyun gelecek haftaya kadar ertelendi.
Bugün haftanın son günü, pazar.
Ben iki hafta önce geldim.
Tom üç hafta sonra öldü.
O geçen haftadan beri hasta.
Bu bilet iki hafta için geçerlidir.
O, üç hafta önceydi.
O bir hafta içinde geri dönecek.
Noel sadece üç hafta uzakta.
Tom üç haftadır orada.
Tom üç haftadır burada.
Üç haftadır buradayız.
Tom üç hafta önce kayboldu.
Hafta sonuna kadar dönerim.
Üç haftadır buradayım.
Üç haftadır hastayım.
- Bir hafta içerisinde teslim edebiliriz.
- Bir hafta içinde teslim edebiliriz.
O program iki haftada bir yayınlanır.
Bu, haftalar hatta aylar sürebilir.
Bu iş bir hafta içinde bitirilecek.
O, iki haftalığına New York'ta olacak.
Tom bir haftadan daha fazla bir süredir hastanedeydi.
Tom her iki haftada bir buraya gelir.
- Öteki haftaya kadar bekleyemem.
- Gelecek haftaya kadar bekleyemem.
Ancak haftanın muhtemelen hatırlamaya en değer anı
Toplantılar haftada bir düzenlenir.
Bir hafta içinde işi bitireceğim.
Biletler bir hafta içinde satıldı.
Final sınavları iki hafta sonra.
O iki hafta içinde iyileşecek.
Tom Boston'da üç hafta geçirdi.
Biz iki hafta bekleyemeyiz.
Bir hafta içinde teslim edebiliriz.
Şimdi ve hafta sonu arasında bunu bitireceğim.