Examples of using "находит" in a sentence and their turkish translations:
kuzey kutbunu buluyor
- Arayan bulur.
- Kim ararsa, bulur.
manyetik kuzey kutbunu buluyor
Tom gergin.
O bazen bunalıma girer.
Tom'un nasıl zaman bulacağını bilmiyorum.
Su akar yolunu bulur.
Tom'un Mary'de ne gördüğünü merak ediyorum.
Senin kollarında ruhum huzur buluyor.
doğada bulduğu meyvelerden sağlar
her zaman başarabilen bir arkadaşı vardır.
Tom, Mary'yi çekici buluyor.
bir inek buldu mu hemen yapışır kanını emer
ve kendisine bir tane yatırımcı bulup hemen bu istediği oteli satın alıyor
daha sonra ki bütün işlerinde de kendisine hep bir tane yatırımcı buluyor
Tom onun tuhaf olduğunu düşünüyor.
Tom sadece opera dinlediğinde iç huzur bulur.
Bir arkadaş bulan bir hazine bulur.
İlk başta İngilizcenin çok zor olduğunu düşündü ama şimdi kolay olduğunu düşünüyor.
Senin gibi bir kadın benim gibi bir adamda ne görüyor?
Senin gibi bir adam benim gibi bir kadında ne görüyor.
Onun sıkı programına rağmen, Tom'un çocuklarıyla geçirmek için her zaman zamanı var.
Onun nasıl zaman bulacağını bilmiyorum.
Nasıl vakit buluyor bilmiyorum.
Aç tilki geyiğe imrendi: O kendine yiyecek otu her yerde bulabiliyor ve her daim karnı tıka basa dolu geliyor.
Hiç kimse bunu ilginç bulmuyor.