Examples of using "местные" in a sentence and their turkish translations:
Yerliler çok konukseverler.
Onların yeri burası değil.
Biz buralardan değiliz.
Biz buralıyız.
Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
Elbette yerel hastaneler olmalı.
Ay'daki problem şu, yerel malzeme ne?
- Siz bu mahallenin çocuğu musunuz?
- Siz bu civardan mısınız?
Buralarda balıkçılar balıklarının çoğunu tütsüler.
İlk başta, yerel kovboylar ona güldüler.
Bu bölgede yaşayan Sherpa'lar dağcılıkla uğraşmaya devam ediyorlar...
Küçük yerel çiftlikler endüstriyel boyutta işletmelere dönüştü.
Herhangi bölgesel yemekleriniz var mı?
Yerliler bu nehre adam yiyen nehir diyorlar ve ondan korkuyorlar.
Böyle bir motosikletle şehrin bütün kızları senin olacak, Tom.
Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.
Sen buralı değilsin, değil mi?
Buradaki insanlar soğuğa alışkındır.
Sen buralı değil misin?