Examples of using "катастрофой" in a sentence and their turkish translations:
Bu korkunç olayın yaşandığı sırada
Tom kazaya davetiye çıkarıyor.
Tom'la randevum tam bir felaketti.
Yaptığım her şey bir felakete dönüşüyor.
Stamford Bridge Muharebesi elbette bir felaketti.
Bu plan kağıt üzerinde harika görünüyorken, bir felaket olduğu ortaya çıktı.
Eğer saman yanarsa, gerçek bir felaket olur.