Examples of using "кабинет" in a sentence and their turkish translations:
Benim çalışma odam yukarıda.
Tom Mary'nin ofisine gitti.
Tom'un bürosuna gidiyorum.
Bu kapı çalışma odasına götürür.
- Ofis kapısı açık olacak.
- Büro kapısı açık olacak.
Kişisel ofisi veya kabine, çoğunlukla asker hareketlerini yöneten yetenekli sivil katipler,
Bay Popescu'nun ofisi onuncu katta.
- Ofisime geri dönmem gerekiyor.
- Ofisime geri dönmeliyim.
Müdür seni odasına çağırıyor.
Müdür, öğretmenleri odasına çağırdı.
Tom kapıyı açtı ve ofise girdi.
Tom, çalışma odasına girip kapıyı kilitledi.
Evin bir yemek odası, bir yatak odası ve bir çalışma odası var.
Tom'un ofisine gitmesini istemiyorum.
Tom'un çalışma odası arka bahçeye bakıyor.
Boyacıların ofisimi boyama tarzından memnun değilim.
Bir gün Amy büroma geldi ve ağlamaya başlayıp şöyle dedi
Patronunun bürosuna girmeden önce derin bir biçimde nefes aldı.
Sadece benim ofisime gidelim.
- Dikkat! Muayene odası elli ikinci kattadır, yirmi dört ve yirmi altıncı muayenehaneler arasında.
- Dikkat! Muayenehane odası elli ikinci katta, yirmi dört ve yirmi altıncı odaların arasındadır.
Tom, eğer çok meşgul değilsen, bir dakika ofisime gelebilir misin?