Examples of using "дорогая" in a sentence and their turkish translations:
Merhaba, sevgilim.
Balık pahalıdır.
Petrol pahalı.
Sevgili annem.
Elbette tatlım.
Uykulu musun, sevgilim?
Ne alaka canım
Et bugünlerde pahalı.
Mutlu Noeller, sevgilim!
Bir dakika bekle, tatlım!
Şimdi değil, tatlım.
Kalkma zamanı, sevgilim.
Bu at pahalı.
Ahududu çok pahalıdır.
Mavi araba pahalı.
Çilekler kışın pahalıdır.
Kitap çok pahalı.
Yemek çok pahalı.
- Burada kiralar pahalı.
- Burada kiralar pahalıdır.
Burada yiyecek pahalıdır.
Bu çok pahalı bir attır.
O araba gerçekten pahalı.
Teşekkür ederim canım.
Merhaba tatlım.
Bu yat çok pahalıdır.
Tatlım, seni seviyorum.
Konuşmamız gerek, tatlım.
Balık niçin çok pahalıdır?
Bu daire fazla pahalı.
Bu araba çok pahalı.
Tom'un arabası pahalı.
Nasıl uyudun, canım?
Bu kitap çok pahalı.
Yatağa geri dön tatlım.
Nasılsın, canım?
Bu oldukça pahalı bir lamba.
En pahalı araba ne kadar?
Tatlım hâlâ meşgulüm.
Niçin ağlıyorsun, tatlım?
- Balım, açıklayabilirim.
- Tatlım, açıklayabilirim.
Bu elbiseler güzel ama pahalı.
tamam canım buda olabilir
rahat yaşam canım sonuçta
Günaydın, sevgilim.
- Açıkçası, canım, umurumda değil.
- Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider.
Bu kitap benim için çok değerli.
O araba satın almam için çok pahalı.
Bu kitap benim için çok pahalı.
Bu ceket pahalı değil, çok ucuz.
Sorun güneş enerjisinin çok fazla maliyetinin olması.
Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.
Bu araba çok pahalı.
Seni seviyorum, kalbim.
Merhaba tatlım, ben geldim.
Tatlım, iyi misin?
Buradaki yemek çok pahalı.
O at çok pahalı.
Pahalı mı?
Bu kitabı satın alamam. Çok pahalı.
Avustralya'da yaşam maliyetinin bu kadar yüksek olduğunu bilmiyordum.
Tatlım, üzgünüm. Ben bu gece yine geç vakte kadar çalışmak zorundayım.
Bu gitar çok pahalı, onu satın alamam.
Bu araba benim alamayacağım kadar çok pahalı.
Onlar pahalı giysiler giyiyorlar.
Bu oldukça pahalı.
O gitar satın alamayacağım kadar çok pahalı.
Bu kitap çok pahalı. Benim bunu satın almaya gücüm yetmez.
Canım, süpermarkete gitmemiz lazım. Sütümüz bitmiş.
Bu kitap çok pahalı. Benim bunu satın almaya gücüm yetmez.
- O çok fazla pahalı.
- Bu çok pahalı.
Bu tablo pahalıydı.
Bu otel benim için çok pahalı.
Tom o ceketi almayacağını söyledi çünkü fazla pahalı.
O çok pahalı.
Eşyalarını topla canım. Uçak biletlerimizi sipariş ettim. Balayını Paris'de geçireceğiz.
O, çok pahalıydı.
Bu çok pahalı değil.
Her şeyden önce, o çok pahalı.
Bugünlerde el yapısı ürünler çok pahalı.
Böylesine pahalı bir arabayı almayı göze alamam.
O olacağını düşündüğüm kadar pahalı değildi.
Çok pahalı olmasa onu alırım.