Examples of using "босиком" in a sentence and their turkish translations:
Yalın ayaktım.
- Çıplak ayakla yürümeyi sever misin?
- Yalın ayak yürümeyi sever misin?
- Onlar yalın ayak yürüdü.
- Onlar yalınayak yürüyorlar.
Tom yalınayak gitmeye karar verdi.
Çıplak ayakla dolaşmayı severim.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
Çıplak ayakla ateşin üzerinde yürüdü.
Tom asla yalın ayak yürümez.
Tom karda yalınayak koştu.
Ben asla çıplak ayakla yürümem.
Tom sahilde çıplak ayakla koştu.
- Evde çıplak ayakla gitmeyi tercih ederim.
- Evde çıplak ayakla gezmeyi tercih ederim.
Kumda yalınayak yürümekten hoşlanır mısın?
Bakın, çocuklar suyun içinde çıplak ayakla yürüyor.
Çimlerin üzerinde çıplak ayakla dolaşmayı severim.
O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.
Onlar ayakkabı olmadan yürüyorlar.
Bir keresinde bir adamı kızgın kömürlerin üzerinde yalın ayak yürürken görmüştüm.
- O, sıcak korlar üzerinde çıplak ayakla yürüdü.
- Kızgın kömürler üzerinde yalınayak yürüdü.
Çıplak ayakla sıcak kumda yürüyemeyiz.
Ben deneyimimden biliyorum; yalın ayak futbol oynamak kötü bir fikir. Kolayca kırık ayak parmaklarınla son verebilirsin.