Examples of using "блузку" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen bluzunuzun düğmesini açın.
Mary bluzunu ütüledi.
Bluzü yıkarım.
Bluzu çabucak yıkadı.
Janet bir etek ve bir bluz satın aldı.
Mary bir etek ve bir bluz satın aldı.
Şu bluzu görebilir miyim lütfen?
O, kırmızı bir bluz ve siyah bir etek giymişti.
O, siyah bir bluz ve kırmızı bir etek giymişti.
Beyaz bluz ve kırmızı etek giyiyordu.
Çok küçük olduğu için Mary gömleği iade etti.
Kırmızı bluz ve beyaz etek giyiyordu.
Tokyo'da yaşayan teyzem bana güzel bir bluz gönderdi.