Examples of using "бежал" in a sentence and their turkish translations:
O koştu.
Kim koştu?
Tom koştu.
- Hırsız hızlı koştu.
- Hırsız hızla kaçtı.
At hızlı koştu.
Ken koşmuyodu.
O tam hızda koştu.
Tom son sürat koştu.
Tom Kanada'ya kaçtı.
Tom ormanda koştu.
Yıldırım kadar hızlı koştum.
Güneşin peşinden koştum.
O ne kadar hızlı koştu?
Tom ne kadar hızlı koştu?
Tom en hızlı koştuç
Koşuyordum.
O elinden geldiğince hızlı koştu.
Ben koştum ve koştum, aksi takdirde geç kalabilirdim.
Hiç kimse onun önünde koşmadı.
Çocuk, evine doğru koştu.
Erkek kardeşinden daha hızlı koştu.
O, can havliyle koştu.
- Onun koştuğunu gördüm.
- Onu koşarken gördüm.
Geyik tek başına koşuyordu.
Tom, leopar gibi hızlı koştu.
Tom sahilde çıplak ayakla koştu.
Pekâlâ, ısınmak için koşmamı mı istiyorsunuz?
araya giren UFO nükleer bir yakıtla çalışıyordu
Koşuyordu ve yardım istiyordu.
Oraya zamanında varmak için koştu.
Tom treni yakalamak için koştu.
Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Hırsız hızla koştu.
Koşmaya devam ettim.
Tom kaçtı mı?
Ben kaçmadım.
Elimden geldiğince hızlı koştum.
Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
- Treni yakalayacak kadar hızlı koşmadı.
- Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.
O kadar hızlı koştu ki nefes nefese kaldı.
Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.
Koştum.
Buraya kadar bütün yolu koştum ve nefes nefese kaldım.
Tom'a yetişebilmek için son sürat koşturdum.
Ona yetişmek için koşabildiğim kadar hızlı koştum.
Tom son trene yetişmek için deli gibi koştu.
O, o kadar hızlı koştu ki ona yetişemedim.
O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
Tom eve doğru koştu.
Hiç maratonda koştun mu?
Ne kadar hızlı koşarsan koş onu yakalayamayacaksın.
Tom treni kaçırmayacağını umarak elinden geldiği kadar hızlı koştu.
İstasyona giden bütün yolu koşarak 8 trenini yakalayabildim.
- Kedi, bir farenin peşinden koştu.
- Bir kedi bir fareyi kovaladı.