Examples of using "арестовала" in a sentence and their turkish translations:
Polisler beni tutukladı.
Polis onu tutukladı.
Polisler onu tutukladı.
Polisler bizi tutukladı.
Polisler onları tutukladı.
Polis onları tutukladı mı?
Polis onu tutukladı mı?
Polisler onu tutukladı mı?
Polis üç adamı tutukladı.
Polis Tom'u tutukladı mı?
- O beni tutukladı.
- Beni tutukladı.
Polis hırsızı tutukladı.
Polis Tom'u tutukladı.
Polis hırsızı tutukladı.
Polis bizi tutukladı.
Polisler hırsızı olay yerinde tutukladı.
Polisler birini tutukladı.
Dün polisler şüpheliyi tutukladı.
Polis üç şüpheliyi tutukladı.
Polis 13 kişiyi tutukladı.
Polis bir adamı tutukladı.
Polis, Tom'u tutuklamadı.
Polis katilin suç ortaklarını tutukladı.
Polis dört adamı tutukladı.
Polis neden Tom'u tutukladı?
Polis, kızı öldüren adamı tutukladı.
Polis olaydaki şüpheliyi tutukladı.
Polisler birini tutukladı.
Polisler onları hırsızlık için tutukladı.
- Polisler kaçakçılık için onu tutukladı.
- Polis onu kaçakçılıktan tutukladı.
Polis en sonunda Tom'u yakaladı.
Polis bu öğleden sonra Tom'u tutukladı.
Polis yanlış adamı tutukladı.
Polis yankesiciyi suçüstünde yakaladı.
Polis şüpheliyi tutukladı.
Polisler çocuk hırsızını tutukladı.
Polis Tom'a benzeyen bir adam tutukladı.
Polis iki suç çetesinden üyeler tutukladı.
Tom polisin tutukladığı ilk kişi değildi.
Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
Mary uyuşturucu kullanıyordu, bu yüzden polis onu tutukladı.
Polis odadaki herkesi tutukladı.
Tom polisler tarafından tutuklandı.
Onu tevkif ettin mi?
Onu tutukladın mı?
Tom'u tutukladın mı?
Polis Tom'u öldürdüğünü düşündükleri kişiyi tutukladı.
O, polisler tarafından tutuklandı.
Birkaç dakika önce bir adamın polisler tarafından tutuklandığını gördüm.
- Tom neler olduğunu fark etmeden önce polis Mary'yi çoktan tutuklamıştı.
- Tom neler olduğunu fark etmeden önce polis zaten Mary'yi tutukladı.
Tom polisin onu tutuklayabileceğinden korktu.
1632'de Galileo, Dünya'nın Güneş'in yörüngesinde döndüğünü söyleyen bir kitap yayınladı. Katolik Kilisesi onu tutukladı ve yargıladı.