Examples of using "Поняли" in a sentence and their turkish translations:
Onu anladık.
Anladın mı?
Anladılar mı?
Onlar anladılar.
Tom yanlış anlaşıldı.
Anlamazlar.
Yanlış anlaşıldım.
Onlar yanlış anladı.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
Onlar anladılar.
Onlar beni anlamadı.
Onlar soruyu anlamamışlar.
Birbirimizi anladık mı?
Hatalı olduklarını fark ettiler.
Onu anladın mı?
Onu anladın mı?
- Tom ve Mary birbirlerini anlıyorlardı.
- Tom ve Mary birbirlerini anladılar.
Onları anladın mı?
Gayzeritin önemini anlayabilmeniz için
ve cevabın basit olduğunu bulduk:
Sadece birkaç öğrenci konuyu anladı.
Biz onu çok geç fark ettik.
Herkesin anladığına eminim.
Öğrenciler öğretmenin açıklamasını anlamadı.
Belki de sen beni yanlış anladın.
Sadece birkaç öğrenci ödevi anladı.
Onlar şakanı anlamadı.
Onların anlamasını istiyorum.
"Anladın mı?" "Az çok."
Tabii ki hallettik.
Ama konuyu anladığınızı düşünüyorum.
Biz senin çok yediğini anladık.
Onların anladığını sanmıyorum.
- Anlamanı isterim.
- Anlamanızı isterim.
Her şeyi aldın mı?
Onlar onu anladılar.
Her şeyden önce, sen beni yanlış anladın.
Sen anlamadın!
Bunun bir fırsat olduğunu da öğrenmişler.
Bana öyle geliyor ki biz onu yanlış anlıyoruz.
Spikerler Bubba'nın ne yaptığını anlayana kadar.
Onlar eşcinsellere karşı ayrımcılığı durdurmaları gerektiğini fark ettiler.
Beni yanlış anladın.
Yanlış anlamış olmalısın.
Onu şimdi anladın mı?
Işığın ne kadar hızlı haraket ettiğine bir örnek vermek için,
ile "Okuyup yazabilirsin, değil mi?"
yahu iyi anladık da bu bulut ney peki?
Onu nasıl hallettin?
Yanlış anladın.
Derin karda yürümek bize zor geldi.
Sen anlamazdın.
- Ne zaman farkına vardın?
- Ne zaman farkına vardınız?
Biz birbirimizi anladık.
Ne anlamadın?
Şimdi anladınız mı sizin 8500 dolarlık hevesinizi
Tom'u anladın mı?
Anlamadın.
Birisi bir şey söyledi, ama anlayamadık.
Tom ve Mary birdenbire yalnız olmadıklarını fark ettiler.
Beni anladın mı?
Farkına vardılar ki uzak, devasa bir gezegen olmalıydı;
Hayır, sen yanlış anladın..
Bunu yanlış anladın.
Sanırım yanlış anladın.
Belki sen beni anlamadın.
- Anlamadığını söyledin.
- Anlamadığınızı söylediniz.
Tom'un ne söylediğini anladın mı?
Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?
- Anladın mı?
- Tamam mı?
- Ne dediğimi anladın mı?
- Söylediğim şeyi anladın mı?
Onu yanlış anladın.
Fransızca konuşmama rağmen onlar anlamadılar.
- Maalesef beni yanlış anladınız.
- Korkarım ki beni yanlış anladın.
- Maalesef beni yanlış anladın.
- Korkarım ki beni yanlış anladınız.
Onun ne demek istediğini anladın mı?
Ne zaman öğrendin?
- Bunu anlamanı istiyorum.
- Bunu anlamanızı istiyorum.
Senin anlamanı çok istiyorum.
- O hakkı aldın.
- Doğru bildin.
Ve farklı desenleri denemekle birlikte golfçüler, gamzelerin en iyi şekilde çalıştığını fark etti.
Sen muhtemelen bunu anlamadın.
Bu fıkrayı anladın mı?
Beni anlamadın.
Sadece beni yanlış anlamanı istemiyorum.
- Tom'un Fransızca olarak dediğini anladın mı?
- Tom'un Fransızca ne söylediğini anladın mı?
Ne söylendiğini yanlış anladığına eminim.
Belki de projemizin amacını yanlış anladın.
Nasıl anlamanızı sağlayabilirim?
- Onun dediğini anladın mı?
- Onun söylediklerini anladın mı?
Onun ne söylediğini anladın mı?
Anlayacağını biliyordum.
Beni anladığını sanıyordum.
Sen beni anlamadın, ben başka bir şey demek istedim.
- Tom'a gerçekten ne olduğunu anlamanı istiyorum.
- Tom'a gerçekte ne olduğunu anlamana ihtiyacım var.