Examples of using "Natural" in a sentence and their turkish translations:
Bu doğal olarak oldu.
Evet, bakın. Mükemmel ve küçük bir oyuk.
Senin öyle düşünmen doğaldır.
Bu oldukça iyi bir doğal sığınak.
Bunu doğanın verdiği güzel bir döşek gibi yapacağız.
daha doğal bir durum beklemiştik ama
Endorfinler doğal ağrı kesicilerdir.
Bu harika bir doğal uzaklaştırıcıdır.
aslında bu bir doğal seleksiyon
bu sayede doğal ortamda birçok yerde
onları doğal ortamında rahatsız edici davranışlara bile
Su önemli bir doğal kaynaktır.
Kimsenin doğal bir bağışıklığı yok.
Gaz önemli bir doğal kaynaktır.
- Gökkuşağı doğal bir olaydır.
- Gökkuşağı bir doğa olayıdır.
Doğal bir haşere kontrol aracı,
bu soruları sormak en doğal hakkımız
yani kısacası depremin olması çok doğal bir şey
binlerce çevrimiçi belgesele ev sahipliği yapıyor
Resmen doğanın içindeydiler.
Kara Orman pastası doğal bir afrodizyaktır.
Kara Orman keki doğal bir afrodizyaktır.
Dünyanın ayı doğal bir uydudur.
Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
Su hayati bir önem taşıyan doğal bir kaynaktır.
Onun başarısını doğal karşıladık.
Yorgunluk, fazla çalışmanın doğal sonucudur.
Yapay zeka, doğal aptallığı yenemez.
Bu adam bir dilbilimci. Onun bilmesi doğal.
Aşık olmak dünyadaki en doğal şeydir.
Tom'un bunu yapmak istemesi çok doğal.
balinalarda ve yarasalarda bildiğimiz doğal bir GPS var
Bana doğru gelmeye başladı. Ve doğal içgüdüm,
Alüminyum'un başlıca doğal izotopu alüminyum-27'dir.
bir bakıyorsun orada böyle çiçekler var doğal ortamda yetişmiş
Mary sadece az işlemden geçmiş yiyecekler yiyor. O çok sağlıklı olduklarını söylüyor.
Yerçekimi, nesnelerin birbirine çekildiği doğal güçtür.
- Ben doğal maden suyu içmeyi severim.
- Doğal maden suyu içmeyi severim.
Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.
Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.