Translation of "Lavar" in Turkish

0.047 sec.

Examples of using "Lavar" in a sentence and their turkish translations:

Quero me lavar.

Yıkanmak istiyorum.

- Preciso lavar a louça.
- Eu tenho de lavar a louça.
- Tenho de lavar a louça.
- Eu tenho que lavar a louça.

Bulaşıkları yıkamak zorundayım.

Vamos lavar as mãos

Ellerimizi yıkayalım

Lavar é meu trabalho.

Yıkama benim işim.

Vamos lavar a louça.

Bulaşıkları yıkayalım.

Quero lavar minhas mãos.

Ellerimi yıkamak istiyorum.

Você deveria lavar isto.

Bunu yıkaman gerekir.

Vou lavar as mãos.

Ellerimi yıkayacağım.

Mary vai lavar louças.

Mary bulaşıkları yıkayacak.

Vou lavar os pratos.

Ben bulaşıkları yıkayacağım.

lavar o rosto.

Git yüzünü yıka.

Devo lavar a alface?

- Marulu yıkamam gerekiyor mu?
- Marulu yıkamalı mıyım?

Vou lavar minha maçã.

Ben elmamı yıkayacağım.

Preciso lavar o rosto.

Yüzümü yıkamalıyım.

- Você deveria lavar o rosto.
- Você deveria lavar o seu rosto.

Yüzünü yıkaman gerekir.

Tom queria lavar as mãos.

Tom ellerini yıkamak istedi.

Seu trabalho é lavar carros.

Onun işi arabaları yıkamaktır.

Ele monta máquinas de lavar.

O çamaşır makinesini monte ediyor.

Vá ajudar lavar a louça.

Git ve bulaşıkları yıkamaya yardım et.

Vou lavar as minhas mãos.

Ellerimi yıkamaya gideceğim.

Você precisa lavar esta camisa.

Bu gömleği yıkamalısın.

Obrigado por lavar a louça.

Bulaşıkları yıkadığın için teşekkürler.

Quem quer lavar meu carro?

Kim arabamı yıkamak ister?

Eu vou lavar meu carro.

Arabamı yıkayacağım.

Você pode lavar a louça?

Bulaşıkları yıkayabilir misin?

- Nós compramos uma nova máquina de lavar.
- Compramos uma nova máquina de lavar.

Yeni bir çamaşır makinesi aldık.

- Pode me ajudar a lavar essa louça?
- Podes me ajudar a lavar estes pratos?

- Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?
- Bu bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?

Paula vai lavar o carro amanhã.

Paula, yarın arabayı yıkayacak.

Ele começou a lavar o carro.

O, arabasını yıkamaya başladı.

Você precisa lavar as suas mãos.

Ellerini yıkamalısın.

Eu quero lavar o meu cabelo.

Saçımı yıkamak istiyorum.

A máquina de lavar está quebrada.

Çamaşır makinesi bozuldu.

Estou consertando a máquina de lavar.

Çamaşır makinesini onarıyorum.

Comprei uma nova máquina de lavar.

Yeni bir çamaşır makinesi aldık.

Você deveria lavar o seu carro.

Arabanı yıkamalısın.

Onde posso lavar as minhas mãos?

Ellerimi nerede yıkayabilirim?

Eu levei minhas roupas para lavar.

Temizlenecek elbiselerimi aldım.

Acabei de mandar lavar este terno.

Sadece bu takım elbiseyi temizlettim.

Tom não gosta de lavar louças.

Tom bulaşık yıkamayı sevmez.

Alguém desconectou a máquina de lavar.

Birisi çamaşır makinesinin fişini çekti.

Eu só vou lavar minhas mãos.

Sadece ellerimi yıkamaya gideceğim.

Não esqueça de lavar as mãos.

Ellerini yıkamayı unutma.

Já terminou de lavar a louça?

Bulaşıkları hallettin mi?

Lavar roupa é uma tarefa árdua.

Çamaşır günlük ev işidir.

Eu não gosto de lavar louça.

Bulaşıkları yıkamaktan hoşlanmıyorum.

Eu tenho de lavar roupa hoje.

Bugün çamaşırımı yıkayacağım.

Ela queria lavar as roupas sujas.

Kirli çamaşırları yıkamak istedi.

Meu trabalho é lavar as louças.

Benim işim bulaşıkları yıkamaktır.

Acabei de lavar todas as mesas.

Az önce tüm tabloları temizledim.

Jane tem muita roupa para lavar.

Jane'in yıkanacak çok giysisi var.

Tom esqueceu de lavar as mãos.

Tom ellerini yıkamayı unuttu.

- Eu acho que vou lavar as minhas mãos.
- Acho que vou lavar as minhas mãos.

Sanırım ellerimi yıkamaya gideceğim.

- Não vou lavar seu carro.
- Não estou lavando seu carro.
- Não estou a lavar teu carro.

Arabanı yıkamıyorum.

- Você pode me ajudar a lavar os pratos?
- Você pode me ajudar a lavar a louça?

- Sen bulaşıklari yıkamada bana yardım edebilir misin?
- Bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?

Mary não tem tempo para lavar roupa.

Mary'nin çamaşır yıkamak için vakti yok.

Ela ferve água para lavar o cabelo.

O, saçını yıkamak için su kaynatıyor.

Ela vai lavar a bicicleta esta tarde.

Bu öğleden sonra bisikleti yıkayacak.

Eu a ajudei a lavar a louça.

Ona bulaşıkları yıkaması için yardım ettim.

Eu ajudei Tom a lavar seu carro.

Tom'un arabasını yıkamasına yardım ettim.

É a sua vez de lavar louça.

Bulaşıkları yıkama süresi sende.

Coloque as meias na máquina de lavar.

Bu çorapları çamaşır makinesine koy.

A máquina de lavar louça está quebrada.

Bulaşık makinesi bozuk.

Tem alguma máquina de lavar na casa?

Evde bir çamaşır makinesi var mı?

Eu não tenho máquina de lavar louça.

- Bir çamaşır makinem yok.
- Çamaşır makinem yok.

- A máquina de lavar roupas é uma invenção incrível.
- A máquina de lavar é uma invenção maravilhosa.

- Çamaşır makinesi harika bir icattır.
- Çamaşır makinesi muhteşem bir icat.

Não tenho uma máquina de lavar, por isso tenho que ir à lavanderia para lavar as roupas.

Evde çamaşır makinem yok ve bu yüzden çamaşır yıkamak için çamaşır odasına gitmek zorundayım.

A máquina de lavar não está funcionando corretamente.

Çamaşır makinesi biraz bozuk.

Meu pai me obrigou a lavar o carro.

Babam bana arabayı yıkattı.

Diga-me como usar a máquina de lavar.

Bana çamaşır makinesinin nasıl kullanıldığını söyle.

Ela não se incomodava em lavar a louça.

O, bulaşıkları yıkamayı umursamadı.

Onde posso lavar as mãos antes de comer?

Yemek yemeden önce ellerimi nerede yıkayabilirim?

É a vez de Tom lavar a louça.

Bulaşıkları yıkamak için Tom'un sırası.

Vamos lavar as mãos ao sair do banheiro!

Tuvaletten çıkarken ellerimizi yıkayalım!

Eu disse a Tom para lavar as mãos.

Tom'a ellerini yıkamasını söyledim.

- Você quer que eu te ajude a lavar os pratos?
- Você gostaria que eu o ajudasse a lavar a louça?
- Você gostaria que eu te ajudasse a lavar a louça?

Bulaşıkları yıkamada sana yardım etmemi ister misin?

Você precisa lavar as mãos antes de uma refeição.

Bir yemekten önce ellerini yıkaman gerekir.

A máquina de lavar está fazendo um barulho estranho.

Çamaşır makinesi tuhaf bir ses çıkartıyor.

Você devia lavar suas mãos antes de cada refeição.

Her yemekten önce ellerini yıkamalısın.

Você tem que lavar as mãos antes das refeições.

Yemeklerden önce ellerini yıkamalısın.

Você deveria lavar as frutas antes de comê-las.

Yemeden önce meyveleri yıkaman gerekir.

- Eu acho que é hora de eu lavar esta camisa.
- Acho que é hora de eu lavar esta blusa de malha.

Bu gömleği yıkamamın zamanıdır.

Você poderia explicar como a máquina de lavar louças funciona?

Bulaşık makinesinin nasıl çalıştığını anlatabilir misin?

lavar o rosto e as mãos antes do jantar.

Akşam yemeğinden önce elini yüzünü yıkamaya git.

Ela estava pronta em ajudá-lo a lavar o carro.

O, arabayı yıkamada ona yardım etmeye hazırdı.

Eu acho que é hora de eu lavar meu carro.

Sanırım arabamı yıkamamın zamanıdır.

Tom não precisa lavar o carro. Mary já o lavou.

Tom arabayı yıkamak zorunda değil. Mary onu zaten yıkadı.

- Ele está a lavar o automóvel.
- Ele está lavando o carro.

O arabayı yıkıyor.

Por que você está lavando a louça? Deixe o Tom lavar.

Neden bulaşıkları yıkıyorsun? Onları Tom yıkasın.

Fala para o Tom que ele tem que lavar a louça.

Tom'a bulaşıkları yıkamak zorunda olduğunu söyle.

- Lavar as mãos regularmente é uma boa maneira de premunir algumas doenças.
- Lavar as mãos regularmente é uma boa maneira de se prevenir contra algumas doenças.

Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.

E então, ao final do dia, coloque-a na máquina de lavar."

Ve gün sonunda, yıkamaya bırakın.

Se você apenas lavar as mãos em água corrente... não sai nada.

Ellerinizi sadece su ile yıkarsanız… hiçbir şey çıkmaz.