Examples of using "Simplesmente" in a sentence and their turkish translations:
Unut gitsin.
Az önce gözden kayboldu.
Ben sadece anlamıyorum.
Sadece onu yapamam.
Tam bilmiyorum.
İnanılmaz biçimde yorgunum.
O sadece çalışmıyor.
Biz sedece bilmiyoruz.
Fadıl az önce ortadan kayboldu.
Bunu bırakabilir miyiz?
Ben sadece kaçamaz mıyım?
Ben sadece vazgeçemem.
Bu sadece mantıklı değil.
Ben tam iyi hissediyorum.
Sadece şaka yapıyorum.
Kesinlikle harika görünüyorsun.
Sadece hazır değilim.
Sadece bilmiyorum.
Bu tek kelimeyle şaşırtıcı.
Ben sadece koşmaya devam ettim.
Onu şimdi burada yapamam.
O sadece bir hata.
Henüz karar veremiyorum.
Bu sadece gerçek değil.
Sadece vaktim yok.
Onlar sadece onu anlamıyor.
Ben basitçe ileriyi planlıyorum.
Biz sadece buna inanmıyoruz.
Ben sadece bunu anlamıyorum.
Sadece nasıl olduğunu bilmiyorum.
Bazı insanlar sadece tuhaftır.
Ben sadece seni sevmiyorum.
Biz sadece bir şeyler yapmak zorundayız.
Biz sadece çalışmaya devam etmek zorundayız.
Tom onu yapmaya devam etti.
Ben sadece ne diyeceğimi bilmiyorum.
- Henüz ne diyeceğimi bilmiyorum.
- Ben, henüz ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
- Sadece ne diyeceğimi bilmiyorum.
Sadece ne yapacağımı bilmiyorum.
Ben gerçekten artık seni anlamıyorum.
- Sadece onu görmezden gelemeyiz.
- Onu böyle görmezden gelemeyiz.
Üzgünüm, ben sadece hatırlayamıyorum.
Sadece senin sevgine ihtiyacım var.
Biz sadece onu yapamadık.
Brezilya müziği sadece büyülü.
Sadece futboldan hoşlanmıyorum.
Sadece bu sorunu görmeden gelemeyiz.
Biz sadece onu kovamayız.
Sadece kıskanıyorsun, hepsi bu kadar.
Ben sadece onu anlayamıyorum!
Biz sadece bunun ne olduğunu bilmiyoruz.
Biz sadece bir şey bulamadık.
O benim için daha kolay.
Ve anlat bana öylece O gaip aşkını"
Onun hatası değil, sadece hayatta kalıyor.
Sadece fikrini değiştiremezsin.
Sadece seni burada bırakamam.
Şu anda öğle yemeği yemeyi bırakmak için çok meşgulüm.
Ben sadece onu atmayacağım.
Ben sadece ne diyeceğimi bilmiyorum.
Bunun olmasına izin veremezdim.
Basitçe gerçeği söylemek zorundayım.
Neden yanında götürüvermiyorsun?
Özgeçmiş yalnızca bir tanıtımdır.
Ben sadece başka herkes gibi normal olmak istiyorum.
Sadece bize yalan söyleyemezsin.
Sadece onlara yalan söyleyemezsin.
Bu sorulara oldukça basit şekilde cevap verilebilir.
Yeni şapkana tam anlamıyla bayılıyorum.
Öylece buradan çekip gidemem.
Sadece çalışmayı sevdiğim için çalışıyorum.
Ben sadece çikolataya karşı koyamam.
Sadece ne olduğunu bilmiyorum.
Bazı insanlar çok akıllı değildir.
Sadece Tom'la konuşacağından emin ol.
Bunu yapmaya gücüm yetmez.
Sadece komediyi kırmak değildi.
Yani resmen... ...gözlerime inanamadım.
Sen buna alışabilirsin.
Biz Tom'u burada tek başına bırakamayız.
Hapı suda kolayca erit ve iç.
Neden sadece onunla konuşmuyorum?
Neden sadece ona söylemiyorsun?
O saf kaostu.
Sen sadece ne zaman susacağını bilmiyorsun.
Hastalar çoğunlukla sadece hastalıklarına boyun eğdikleri için ölürler.
Sadece öğrencilerin isimlerini ezberleyemiyorum.
Bu sıcak havaya daha fazla katlanamıyorum.
Neden sadece işini bırakmıyorsun?
Tom sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Tom'un vazgeçmeyeceğine inanamıyorum.
Sadece vazgeçemiyorum. Bu konuda çok fazla zaman ayırdım.
Bütün gün sadece orada mı duracaksın?
O onunla sadece ilgilenmiyor, ona deli oluyor.
Kırışıklıklar sadece gülüşlerin nerede olduğunu göstermelidir.
Bence öğrencilerim tek kelimeyle en iyileri.