Examples of using "Enormes" in a sentence and their turkish translations:
çok büyük cezalar veriyor
muazzam rakamlar yapıyor
çok büyük cezalar veriyorlar
Zorluklar büyük.
Yani o dev fırtınalar gelince,
Tom'un gözleri kocamandır.
ve devasa deniz kayalıklarının,
zaman içinde yaptıkları kazılar dev çukurlar oluşturmuş.
Leyla dingoların devasa canavarlar olduğunu düşünüyor.
Bu boğanın boynuzlarını gördün mü? Çok büyük!
su kütlesi yeterli miktarda olmadığı için sadece dev dalgalar ortaya çıkar
O Sao Paulo'nun içindeki dört tane çok büyük çiftliğin sahibidir.
Şöyle ki bunlardan çok enerji alabilmem için avuç avuç toplamam gerekiyor.
Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.
büyük ikmal depoları ve taşımacılığı organize etmişti orduyu beslemek için birimler.
Yüksek tavanlı ve büyük odaları olan bir bina onun yerini alan renksiz ofis bloklarından daha az pratik olabilir, ama genellikle çevresi ile iyi uyum sağlar.