Examples of using "Dado" in a sentence and their turkish translations:
Zarı at.
Ok yaydan çıktı.
Zarları yuvarladım.
Bu veriye güvenmiyorum.
Sistemden herhangi bir veri bulmadım.
Sana verilen şeyi koru.
- Üzümünü ye bağını sorma.
- Beleş atın dişine bakılmaz.
Beleş atın dişine bakılmaz.
Bu bana Kraliçenin kendisi tarafından verildi.
Belki de onu Mary'ye Tom verdi.
Sana bir anahtar vereceğimi düşündüm.
Baban sana her şeyi vermek isterdi.
Bu kitap bana Tom tarafından verildi.
Yirmi yıldır öğretmenlik yapmaktadır.
bir saniye ya bu örnek çok verilir
Keşke sadece ebeveynlerimi dinleseydim.
Bunu sana daha kısa sürede vermeliydim.
Veri doğruydu.
Tom uykulu olmalı.
Seninle olamayacağım için, sana bir öpücük gönderiyorum.
Keşke Tom'a telefon numaramı vermeseydim.
Eğer verebilecek biraz param olsaydı Tom'a biraz para verirdim.
"Tom'a para vermek yardım etti mi?" "Yardım ettiğini sanmıyorum."
Ok yaydan çıktı.
Tom'un kabul edilip edilmediğini sormak için hastaneyi aradım.
Keşke Tom'a dedemin kemanını vermeseydim.
Tom'un John'un ona verdiği Mary'ye ait birkaç fotoğrafı var.
- Amcam bana bu kol saatini verdi.
- Dayım bana bu kol saatini verdi.
- Eniştem bana bu kol saatini verdi.
Tom öğle yemeğini annesinin ona verdiği parayla ödedi.
Başka herkes fikrini söyleyinceye kadar Tom bir şey söylememeye karar verdi.
Bana kitabı onun mu verdiğini yoksa satın mı aldığımı sordu.
Sorunların büyüklüğünü fark etmemiştim.
Yardımın olmadan o krizden kurtulamazdım.
"Sorun ne?" diye sordu Ruh. "Hiçbir şey," dedi Scrooge. "Hiçbir şey. Dün gece kapımda noel şarkısı söyleyen bir çocuk vardı. Ona bir şey vermek istedim: Hepsi bu."