Translation of "Buraco" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Buraco" in a sentence and their turkish translations:

- Eu caí em um buraco.
- Caí num buraco.

Bir çukura düştüm.

- Eles estão cavando um buraco.
- Eles cavam um buraco.

Onlar çukur kazıyorlar.

Já temos o buraco.

Bir balık avlama deliğimiz oldu!

Desceu para o buraco.

Bu deliğin içine girdi.

Vamos tapar o buraco.

Deliği tıkayalım.

Ele cavou um buraco.

O bir çukur kazdı.

É um buraco negro.

O bir kara delik.

Tom cavou um buraco.

Tom bir çukur kazdı.

Eu cavei um buraco.

Bir çukur kazdım.

- Quão profundo é o buraco?
- Qual é a profundidade do buraco?

Delik ne kadar derin?

- Cuidado! Há um grande buraco aí.
- Cuidado! Tem um grande buraco aí.

Dikkat et! Orada büyük bir çukur var.

Tom está cavando um buraco.

Tom bir çukur kazıyor.

Meu casaco tem um buraco.

Paltomda bir delik var.

Tem um buraco nesta meia.

Bu çorapta bir delik var.

Este balde tem um buraco.

Bu kovada bir delik var.

Há um buraco no chão.

- Zeminde bir delik var.
- Zeminde bir çukur var.

- Eu quero que você cave um buraco.
- Eu quero que vocês cavem um buraco.

Ben bir çukur kazmanı istiyorum.

Piso com força. Encho o buraco.

Aşağı itelim. Dolduralım.

Já temos o buraco. Veja isto!

Bir balık avlama deliğimiz oldu. Şuna bakın!

O cachorro estava cavando um buraco.

Köpek bir çukur kazıyordu.

Ele cavou um buraco no jardim.

O, bahçede bir çukur kazdı.

Há um grande buraco no muro.

Duvarda büyük bir delik var.

Ele cavou um buraco na areia.

O, kuma bir çukur kazdı.

Fui eu quem cavou esse buraco.

Bu çukuru kazan kişi bendim.

O buraco é grande o bastante.

Çukur yeterince büyük.

Ela fez um buraco na blusa.

O, buluzüne bir delik açtı.

Tom cavou um buraco na areia.

Tom kumun üzerinde bir çukur kazdı.

- Tom e Mary estão cavando um buraco.
- O Tom e a Mary estão cavando um buraco.

Tom ve Mary bir çukur kazıyorlar.

- Você já cavou um buraco tão fundo como este?
- Você já cavou um buraco tão fundo quanto este?
- Vocês já cavaram um buraco tão fundo como este?
- Vocês já cavaram um buraco tão fundo quanto este?

Sen hiç bunun kadar derin bir çukur kazdın mı?

Já temos o buraco para os esquis.

Tamam, kayaklar için oyuğu kazdım.

Primeiro, vamos cavar aqui um pequeno buraco.

Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.

Seria muito fácil cair por este buraco!

Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!

Está ver o buraco? É de cobra.

Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.

Há um grande buraco na sua meia.

Çorabında büyük bir delik var.

O buraco tem dois metros de diâmetro.

Çukur iki metre genişliğindedir.

Este balde tem um buraco de bala.

Bu kovanın içinde bir kurşun deliği var.

Esta pedra tem um buraco no centro.

Bu taşın ortasında bir deliği var.

- Sua meia está com um buraco do tamanho do mundo.
- Sua meia está com um buraco grande.

Çorabında büyük bir delik var.

Depois de pormos os esquis, enchemos o buraco.

Bunlar girdikten sonra, içini dolduracaksınız.

Há aqui um buraco. Vem com muito cuidado.

Burada bir çukur var. Çok dikkat et.

Juntar um pouco dela, deitá-la no buraco,

biraz su alıp bunu deliğin içine dökebilirim.

Vamos apanhá-lo antes de entrar no buraco.

O deliğe girmeden önce yakalamaya çalışalım.

Consigo sentir para onde vai o buraco. Caramba.

Deliğin gittiği yönü hissedebiliyorum. Tanrım.

Existe um buraco negro no centro de nossa galáxia.

Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.

Tom encontrou o corpo de Maria em um buraco.

Tom bir çukurda Mary'nin cesedini buldu.

Nada é mais escuro do que um buraco negro.

Hiçbir şey bir kara delikten daha karanlık değildir.

Ir até ao lago congelado, fazer um buraco e tentar pescar.

ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.

O cachorrinho cavou um buraco e enterrou a comida dele aí.

Küçük köpek bir çukur kazdı ve yiyeceğini onun içine gömdü.

Abri um buraco nas minhas calças de brim quando caí da bicicleta.

Bisikletimden düşünce kot pantolonumda bir delik açtım.

Tom furou um buraco na parede e atingiu um cano de água.

Tom matkapla duvarda delik açarken su borusunu deldi.

Os meninos fizeram um pequeno buraco no solo para o jogo de gude.

- Çocuklar meşe oyunları için yerde küçük bir oyuk açtılar.
- Çocuklar bilye oyunları için yerde küçük bir oyuk açtılar.

Juntar um pouco dela, deitá-la no buraco, ver se ela sai e apanhá-la.

biraz su aldıktan sonra deliğe dökerek dışarı çıkarıp o şekilde de alabilirim.