Translation of "Atirou" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Atirou" in a sentence and their turkish translations:

Tom atirou primeiro.

Tom ilk olarak ateş etti.

Tom atirou nela.

Tom onu vurdu.

Quem atirou primeiro?

Önce kim ateş etti?

Ela atirou nele.

Onu vurdu.

Ele atirou em mim.

O bana ateş etti.

Você atirou no Tom?

Tom'a ateş ettin mi?

Tom atirou três vezes.

Tom üç kez ateş etti.

Ele atirou nos oficiais.

O memurları vurdu.

O menino atirou uma pedra.

Çocuk bir taş attı.

Ele atirou em seu joelho.

O, onu dizinden vurdu.

O caçador atirou num urso.

Avcı bir ayıya ateş etti.

Tom atirou no próprio pé.

Tom kendini ayağından vurdu.

Você já atirou em alguém?

Birini vurdun mu hiç?

Ele atirou à queima-roupa.

O, çok kısa mesafeden ateş etti.

O caçador atirou numa raposa.

Avcı bir tilki vurdu.

Tom atirou um travesseiro em mim.

Tom bana bir yastık attı.

Tom atirou um travesseiro em Maria.

Tom, Mary'ye bir yastık attı.

Ela atirou nele com uma metralhadora.

O, bir makineli tüfekle onu vurdu.

Ela atirou nele com uma pistola.

O, onu bir tabanca ile vurdu.

Ela atirou nele com um rifle.

O onu bir tüfekle vurdu.

O policial atirou para o alto.

Polis havaya ateş etti.

- Tom deu um tiro.
- Tom atirou.

Tom ateş etti.

A criança atirou uma pedra ao gato.

Çocuk kediye bir taş fırlattı.

Não foi Tom quem atirou em Maria.

Mary'yi vuran Tom değildi.

Tom sacou a sua arma e atirou.

Tom silahını çekti ve ateşledi.

Dan atirou em Matt em legítima defesa.

Dan meşru müdafada Mat'e ateş etti.

- Quem jogou a garrafa?
- Quem atirou a garrafa?

Şişeyi kim fırlattı?

O Tom atirou-se sobre a sua cadeira.

Tom sandalyesinde yığıldı.

Tom pegou um travesseiro e atirou na Mary.

Tom bir yastık aldı ve onu Mary'ye fırlattı.

Maria sacou uma pistola e atirou em Tom.

Mary bir tabanca çıkardı ve Tom'u vurdu.

Tom atirou no cervo mas não o acertou.

Tom geyiğe ateş etti ama vuramadı.

O Tom atirou na Maria com uma besta.

Tom Mary'yi bir yaylı tüfek ile vurdu.

Tom argumenta que atirou em Mary em defesa própria.

Tom kendini korumak için Mary'yi vurduğunu iddia ediyor.

John capturou um tigre e atirou em dois leões.

John, bir kaplan yakaladı ve iki aslan vurdu.

Um homem armado atirou nele em março de 1981.

Silahlı biri Mart, 1981'de onu vurdu.

O homem que atirou em McKinley era Leon Czolgosz.

McKinley'yi vuran adam Leon Czolgosz'dı.

Fadil atirou em Layla na cabeça quando ela estava dormindo.

Fadıl, uyurken Leyla'yı başından vurdu.

O Mark atirou a bola mais alto do que ele queria.

Mark topu istediğinden daha yükseğe fırlattı.

Tom atirou no cavalo ferido para acabar-lhe com o sofrimento.

Tom acısına son vermek için yaralı atı vurdu.

Hardrada se atirou no auge da luta, sem armadura, empunhando a espada com as

Diyor . Hardrada, zırhsız bir şekilde iki eliyle

- Ele atirou na cabeça de um tigre.
- Ele matou um tigre atirando-lhe na cabeça.

Bir kaplanı kafasından vurdu.

- O Tom jogou um ovo podre na Mary.
- O Tom atirou um ovo podre na Mary.

Tom, Mary'ye çürük yumurta attı.