Examples of using "Przyznać" in a sentence and their turkish translations:
Şunu da söylemeliyim,
Tom kendini polise ihbar etmek istiyordu.
Kabul etmeliyim, haklısın.
O bilmediğini itiraf etmeye korkmuştu.
- Horladığımı kabul etmek zorundayım.
- Horladığımı kabul etmeliyim.
Yoksa az suyumuz kaldığını ve bunu doldurmam gerektiğini kabul edip
Çok düşündükten sonra, hırsız itiraf etmeye karar verdi.
Tom korkmuş olduğunu itiraf etmek istemiyordu.
Tom bir içme sorunu olduğunu itiraf etmek istemedi.
O çok iyi bir iş yapmıyor. Yine de, onun elinden geleni yaptığını kabul etmelisin.
Tom Mary'nin haklı, kendisininse hatalı olduğunu kabul etmek istemiyor.
Sanırım seni asla önemsemediğimi itiraf etmemin zamanıdır.