Examples of using "Przyniósł" in a sentence and their turkish translations:
Bana kahve getirdi.
Bunu kim getirdi?
Bill bana kitap getirdi.
Bill bana bu kitabı getirdi.
O, bize üzücü haber getirdi.
Bana bir fincan kahve getirmeni istiyorum.
Tom'a salata getirmesini söyle.
Herkesin çocuklarını getirmesini istiyorum.
Amcam Doha'dan iki katmanlı çikolata kutusu getirdi.
O, ailesine utanç getirdi.
Bu filmin çok para kazanacağı pek muhtemel değil.