Translation of "Przestrzeń" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Przestrzeń" in a sentence and their turkish translations:

Spójrzcie, otwarta przestrzeń.

Bakın, ileride büyük bir açıklık var.

Spójrzcie, otwarta przestrzeń.

Bakın, ileride büyük bir açıklık var.

Tom patrzył w przestrzeń.

- Tom uzaya baktı.
- Tom'un gözü daldı.
- Tom boş boş önüne baktı.
- Tom boşluğa baktı.

Słonie zmierzają na otwartą przestrzeń.

Filler daha açık alanlara doğru ilerliyor.

Spójrzcie, dżungla wychodzi na otwartą przestrzeń.

Bakın, orman bizi bu büyük açıklığa getirdi.

Po drugie, przestrzeń przewozowa. Jest ograniczona, prawda?

İkincisi, alan. Alan kısıtlı, değil mi?

Tysiące różnych gatunków walczy o jedzenie i przestrzeń,

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

Zapewnia przestrzeń do życia, dużo miejsca do badań.

Bu bize bir çok yaşama alanı ve laboratuvar sahası veriyor

Czarny kolor podpowiada mózgowi, żeby wypełnić pustą przestrzeń jedzeniem.

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

Ta otwarta przestrzeń to całkiem dobre miejsce dla naszego najważniejszego zadania.

Bu açıklık en önemli görevimiz için oldukça iyi bir nokta.