Examples of using "Wychodzi" in a sentence and their turkish translations:
Tom sabahleyin ayrılıyor.
O nadiren dışarı gider.
Magda, İspanya'ya evleniyor.
Büyük pencere bahçeye bakıyor.
- Birçoğu bu hastalık yüzünden hayatta kalmaz.
- Çoğu bu hastalıktan kurtulamaz.
Bu dergi, her ay yayınlanır.
Kız kardeşim evleniyor.
Bakın, orman bizi bu büyük açıklığa getirdi.
O, her zaman saat yedide evden ayrılır.
Bir kayaya tırmanıp sudan çıktı.
Tom'un canı neden gittiğini herkese söylemek istemiyordu.
Tom köpeği olmadan asla bir yere gitmez.
O, eve girenleri ve çıkanları izledi.
Tom gece gittiğinde hırsız alarmını açar.
Tom çoğunlukla partiye gelen ilk kişi ve partiden ayrılan son kişidir.
Görünüşe göre cinayet kilitli bir odada gerçekleşti.
Sonunda anlaşıldı ki o sık sık babasının restoranında yemek yiyor.
Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.