Translation of "Prezent" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Prezent" in a sentence and their turkish translations:

Przyjąłem prezent.

Hediyeyi kabul ettim.

Podziękował za prezent.

Hediye için teşekkür etti.

Jaki chcesz prezent?

Ne tür hediye istiyorsun?

Tom kupił Marii prezent.

- Tom Mary'ye bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.

Już dałem Tomowi prezent.

Tom'a zaten bir hediye verdim.

Przyjęła prezent od niego.

O onun hediyesini kabul etti.

Tom kupił Mary prezent.

Tom Mary'ye bir hediye aldı.

Każdemu z nich kupiłem prezent.

Onların her birine bir hediye aldım.

Zapomniał, że kupił jej prezent.

Ona bir hediye satın aldığını unuttu.

Podziękowałem mu za miły prezent.

Güzel hediye için ona teşekkür ettim.

Mój wujek dał mu prezent.

- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

Zapomniał, jak kupował jej prezent.

O, onun için bir hediye almayı unuttu.

Dostałem ten prezent od Anny.

Bu hediye bana Ann tarafından verildi.

Ten prezent jest od nas.

Bu armağan bizden.

To jest prezent dla ciebie.

Bu sizin için bir hediye.

Ann dała mi ten prezent.

Ann bu hediyeyi bana verdi.

Muszę kupić prezent dla Toma.

Tom için bir hediye almalıyım.

Wybrał dla niej świąteczny prezent.

Onun için bir noel hediyesi seçti.

Tom kupił prezent dla Mary.

- Tom Mary için bir hediye aldı.
- Tom Mary'ye bir hediye aldı.
- Tom, Mary için bir hediye aldı.

Ta cyja to prezent od ojca?

Mızıka onun babasından bir hediye mi?

Zamierza kupić im to na prezent.

Onu onlara bir hediye olarak satın alacak.

Potrzebuję pieniędzy, żeby kupić Tomowi prezent.

Tom'a bir hediye almak için paraya ihtiyacım var.

Kupiłem to na prezent dla Toma.

Bunu Tom için bir hediye olarak aldım.

To najpiękniejszy prezent w moim życiu!

Bu şimdiye kadar sahip olduğum en güzel hediye.

Chciałbym dać mu prezent na urodziny.

- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
- Doğum günü için ona bir hediye vermek istiyorum.

Tom dał listonoszowi prezent na urodziny.

Tom doğum gününde postacıya bir hediye verdi.

Tom poprosił Mary, by kupiła prezent dla Johna.

Tom Mary'nin John için bir hediye almasını istedi.

Cieszę się, że podoba ci się mój prezent.

Hediyemi beğendiğin için memnun oldum.

Zawsze, gdy wraca z podróży, przywozi córce prezent.

O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.

Naprawdę uważasz, że Tomowi podoba się prezent ode mnie?

Tom'un ona verdiğim hediyeyi sevdiğini gerçekten düşünüyor musun?

Wszyscy złożyliśmy się, żeby kupić naszemu nauczycielowi prezent urodzinowy.

Hepimiz öğretmenimize bir doğum günü hediyesi almak için para verdik.

Kupiłem sobie bardzo szybką maszynę do popcornu jako świąteczny prezent.

Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.

Gapiłam się na prezent, który dostałam w celu uczczenia mojego przyjazdu.

Bir de gelişimi kutlamak için bana gönderdikleri hediyeye bakıyordum,

Tom ma nadzieję, że Mary spodoba się prezent, który dla niej kupił.

Tom Mary'nin onun için aldığı hediyeyi seveceğini umuyor.