Examples of using "Nastolatką" in a sentence and their turkish translations:
Emily bir ergendir.
Onun annesi gençken öldü.
Tom, Mary daha gencecik bir kızken öldü.
Mary, gençken çocuk bakıcısı olarak çalışmış.
Ben bir gençken, ebeveynlerim erkek çocuklarla dışarı çıkmama asla izin vermezlerdi bu yüzden her zaman üzgündüm.