Examples of using "Języka" in a sentence and their turkish translations:
Dilini mi yuttun?
Ben Almancayı hiç anlamıyorum.
Sadece okumayı ya da konuştuğumuz dili değil
Yabancı dil öğrenmek sabır gerektirir.
O bize İngilizce öğretir.
Yabancı bir dil öğrenmek ilgi çekicidir.
- Onun adı dilimin ucunda.
- Onun adını hatırlamak üzereyim.
Düzensiz fiiller İngilizcenin bir parçasıdır.
Senin dilini öğrenmek istemiyorum.
Ben Almancayı hiç anlamıyorum.
Mary Japonca ödevini bitirdi.
Tom'la konuşurken genellikle hangi dili kullanırsın?
- Esperanto yapma dilinin yaratıcısı Zamenhof, bir göz doktoruydu.
- Esperanto'nun yaratıcısı Zamenhof, bir göz doktoruydu.
Bütün gün İngilizce kullanmak zorundayım.
Dil ve kültür ayrılamaz.
Neden İsveççe öğrendiğini bilmiyorum.
21 Şubat, birinin ana dilinin uluslararası günüdür.
Ben Tom'un okulundaki Fransızca öğretmeniyim.
- Sizin okulda Fransızca öğretiliyor mu?
- Senin okulda Fransızca öğretiliyor mu?
Onlar Singapur'da ikinci ulusal dil olarak Çince öğretiyorlar.
Karısı bizim İtalyanca öğretmenimiz.
Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi.
O, mektubu Japoncadan Fransızcaya çevirdi.
Herkesin bir yabancı dil eğitimi yapması gerektiğini düşünüyorum.
Eski Prusya dilinin canlanması seksenlerin başında başladı.
Dolayısıyla, bence iletişim becerileri, sade bir dil,
Ne diyeceğimi bilemedim.
- Tom dedikoducudur.
- Tom boşboğazdır.
Japon kültürünü tam olarak anlamak için dil öğrenmelisin.
Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.
Bir yerli gibi yabancı bir dili konuşmayı gerçekten öğrenebilir miyiz?
İngilizceyi mükemmel şekilde, kanepede yatarken ve bira içerken öğrendi.
Öğrenmekte olduğunuz dili konuştukları bir ülkeye gidemiyorsanız bölgenizdeki o dili ana dil olarak konuşanların takıldığı bir bar bulun ve orada takılmaya başlayın.
Benim Japonca düzeyim zayıf, bu yüzden iyi yazamam.
Eğer yabancı bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, o dili bir yerli ile mümkün olduğunca sık konuşmalısınız.
Bir yabancı dili öğrenmenin bir yolu o dilin konuşuru ile iletişim içinde olmaktır.
Yabancı bir dil öğrenen birçok kişi bir yerli gibi asla konuşanaz.
Finlerin yaklaşık yüzde 4,9'u Finlandiya-İsveçlileridir. Diğer bir deyişle, ana dili olarak İsveççe olan insanlar.
Mesajınızı anlatmak bir yerlinin tam olarak söyleyeceği gibi onu söylemeye çalışmaktan çok daha önemlidir.
Çoğu insan bir yabancı dil öğrenmenin en iyi yolunun bir anadil konuşurundan öğrenmek olduğunu söylüyorlar.
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var.
Dil çalışmalarında sana yardım edecek bir yerli konuşmacı bulmak eskisi kadar zor değil.
Sanırım bazı yabancı dil öğretmenlerinin bir yerli konuşucu ile çalışmadan üniversitelerden mezun olmaları bir ayıptır.
Bir insan on iki yaşından önce dili konuşmaya başlamazsa bir yerli gibi konuşmasının imkansız olduğunu duydum.