Translation of "Brzeg" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Brzeg" in a sentence and their turkish translations:

Jaguary patrolują brzeg rzeki,

Nehir kıyılarında jaguarlar kol gezer.

I dalej na brzeg.

Böylece sahile çıkabilirler.

Kolejny dziesięciominutowy spacer doprowadził nas nad brzeg.

On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.

Wypełza na brzeg, by zaczerpnąć tlen prosto z powietrza. Wreszcie wraca słońce.

Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.

Moje wspomnienia z dzieciństwa są zdominowane przez skalisty brzeg, pływy i las wodorostów.

Çocukluk anılarım, buranın kayalıklı kıyıları, gelgitleri ve yosun ormanlarıyla dolu.

Poddałem się i wracałem na brzeg. Coś sprawiło, że skręciłem nieco w lewo.

Vazgeçmiştim, kıyıya dönüyordum. Bir şey, biraz sola dönmeme sebep oldu.