Examples of using "예를" in a sentence and their turkish translations:
Örneğin,
İşte bir örnek.
Yalnızca örnekleme adına
Birleşik Devletler'de örneğin,
Mesela, şöyle diyebilirim:
mesela,
Size birkaç örnek göstereceğim
Bu örneklerden bazıları üzerinde konuşalım.
Size bazı örnekler vereyim.
Antik Yunanistan'da mesela
Somut bir örnek vereyim.
Birkaç örnek vereyim.
Mesela, sizin umurunuzda olmalı mı?
Örneğin derin öğrenme ağına
Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,
mesela eve gittiğinizde,
Sevgili arkadaşım Louis'yi ele alalım.
Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da
Mesela, Baba filmine geri dönersek
pas veya pirit gibi
"Bitcoin mi? Etheryum mu?"
Bu olay, örneğin
Örneğin, şu buzulu ele alalım.
Size iki örnek vereyim.
Mesela, genetik faktörleri de hesaba katmalıyız
Mesela yalan söylemek tamamen yanlıştır.
Örneğin, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler
Birileri, bir yerler -- mesela Kuzey Kore --
1990 yılında İngiliz dergisi ''The Lancet''te yayımlandı.
Diyelim ki bu faktörler,
Larry Page, örneğin, Jeff Bezos--
Örneğin: Neden Apple çok yenilikçi?
Mesela, mikrobilgisayarlar başta video oyunlarında kullanılıyordu
iklim değişikliği için derin dekarbonizasyon
Örneğin, eğer muhafazakar değerleri savunuyorsam,
ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı
Örneğin, robotlar tekrarlanan ve kısıtlı çalışmalarda mükemmeldir
Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta
Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.
Mesela, sinek altılı seçtiyseniz sayınaza altı ekleyin,
beynin fiziksel yapısındaki değişiklikler gibi
Örneğin, LG TV'leri ve cep telefonlarıyla meşhur. Ancak Güney Kore'de
eskiden basit olan kararlar bile
Örneğin, gidip konut kredisi alsanız sizden bir ücret alınırdı.
üst kısımda değil orta kısımda şişme gözlemleniyor.
Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",
Örneğin, 2008'de, SONY, Japon firması, ilk OLED TV'leri yapmak istedi