Translation of "보여줍니다" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "보여줍니다" in a sentence and their turkish translations:

관계 속에서 외로움도 보여줍니다.

Ayrıca ilişkilerdeki yalnızlığı,

또 자멸하는 모습을 보여줍니다.

Ayrıca oyunda Kendine Zarar Verme'yi de gösteriyoruz.

우리가 놓칠 뻔한 세상을 보여줍니다.

ve kaçırmış olabileceğimiz dünyaları bize gösterdiğini hatırlayın.

창의적으로 환경에 적응하는 능력을 보여줍니다.

bir kanıtı.

쥐가 다시 평범한 뇌 기능을 보여줍니다.

farenin normal beyin fonksiyonuna döndüğünü

찾아 볼 필요가 없다는 것을 완벽하게 보여줍니다.

o zaman yanardağların kendisinden başka bir yere bakmamalısınız.

그들이 환경에 아주 잘 적응하고 있음을 보여줍니다.

ve bir şeyleri gerçekten doğru yaptıklarını gösteriyor.

이 지도는 40년 전 세계의 모습을 보여줍니다.

Bu harita dünyanın 40 yıl önceki halini gösteriyor.

전세계 모든 국가의 칼로리의 갭 차이를 보여줍니다.

Dünyanın tüm ülkelerindeki net kalori boşluklarını gösteriyor.

그러나 이 연구는 또한 긍정적인 결과도 보여줍니다.

Ama bu araştırmanın ayrıca iyimser yönleri de var:

결과적으로 그것이 다른 사람들도 공평하게 만든다는 것을 보여줍니다.

adil bir fırsat sağladığını gösteriyor.

지구에서 생명이 있는 것과 없는 것의 차이를 보여줍니다.

bu ise yeryüzü sistemindeki canlılık ve cansızlık arasında farkı temsil eder

뉴스는 한 순간, 한 장소에서 일어나는 일만 보여줍니다.

Size gösterdikleri, şu an yeryüzünde neler olduğu.

탄생 초기의 순간이 지나고 우주에 무슨 일이 일어났는지를 보여줍니다.

bize ilk anlarından sonra evrene ne olduğunu gösteriyor.

하지만 이 사진은 오늘날 톤이 가족과 함께 있는 모습을 보여줍니다.

Bu, Torn'un ailesiyle olan bugünkü fotoğrafı.

이번에는 2개의 각각 다른 마스크를 착용하고 기침했을 때의 경우를 보여줍니다.

Ve bu da iki tip maske kullanılarak öksürüldüğünde hava partiküllerinin hareketini gösteriyor:

‎열화상 카메라가 ‎박쥐가 보는 것을 보여줍니다 ‎새끼의 발에 있는 따뜻한 피죠

Termal kameralar algıladıkları şeyi bize gösteriyor. Yavrunun yüzgecindeki sıcak kan.

‎열화상 카메라가 ‎놀라운 전략을 보여줍니다 ‎암사자가 홀로 ‎어수선한 사자 무리를 벗어나더니

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.